Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kelebekler uyurken #12#

 Zor günlerim... Sinan'ın evlenme teklifini kabul ettim etmesinede ,ya annemler,ne diyecek bu işe işin en kötü yönü Din ayrılığı nasıl kabullendireceğim. Evde  söylememle birlikte bir tartışma başladı olmazda olmaz,  asla olamaz!  Vermezseniz kaçarım, son sözüm deyince babamda, annemde  onaylıyormuş gibi davranmak ,olayları akışına bırakmak zorunda kaldı ,nişan yapalım dediler  cayarım diye bekliyorlar da çok beklerler ,isteme merasimi için aileler bir araya geldi. Dayımlar damat tarafının getirdiği çikolatalardan bile yemedi helal değilmiş, ot yeyin, tövbe tövbe deli bunlar, yengem beni odaya çekip ''kuzum  abdest bile almıyor bu  çocuk yanında nasıl abdest alacaksın gezdiği yerde nasıl namaz kılacaksın günaha giriyorsun''  ''ben giriyorum yenge'' deyip konuyu kapattım çıktım yanından. Bir türlü kabullenmiyorlar Sinan'ı ve ailesini oysa annesi o kadar tatlı ki annem ''ben saçımı süpürge ediyorum bir laf söylüyorum tersliyorsun dü

Yeni yıl

Sağlıklı mutlu ve huzurlu seneler, 2013 tüm hüzünlerimizi alıpta git...  Umutlarım, umutlarınız,  hayallerim, hayalleriniz gerçek olsun sevgilerimle.   Siyah kuğu.

Kelebekler uyurken #11#

Benimle evlenirmisin? Annemle  daha yakınız bu aralar, her şeyimle yakından ilgileniyor, aslında Sinan'ı tanıdıktan sonra bende aileme daha çok  saygı duymaya  ve değerlerini daha iyi anlamaya başladım.  Teyzemler ve dayımların  bize, hafta sonu çıkarması sayesinde evden kaçmam kolay oldu.  Sinanla tanışalı neredeyse bir yıl olmak üzere , o kadar çok değiştim ki  farkında olmadan. Aşk gözlerde başlar derler ya  ben onu görerek sevdim oysa, beni hissederek , nefes alışlarımı , gülmemek için elimle ağzımı kapadığında çıkan sesleri ,birilerine kızdığımda ,ağlarken  elimle hem gözlerimi hem burnumu, ağzımı silişlerimi, o her şeyi kaydediyor beynine, benim duymadığım sesleri duyuyor.   Onun yanımda kendimi çok rahat hissediyorum, ben,  benim gibi bir çok kızdan çok çok daha şanslıyım  süslenip püslenmeme gerek yok , yada acaba sadece dış görünüşümdenmi etkileniyor , banamı yoksa güzlelliğime,  fiziğimemi değer veriyor diye hiç düşünmüyorum, o görerek değil hissederek yaşıyo

Kelebekler uyurken # 10 #

Kelebekler uyurken 9. bölüm Kelebekler uyurken 8.bölüm Kelebekler uyurken 7. bölüm Kelebekler uyurken 6.bölüm Kelebekler uyurken 5. bölüm Kelebekler uyurken 4. bölüm Kelebekler uyurken 3 bölüm Kelebekler uyurken 2. bölüm Kelebekler uyurken 1. bölüm  Engellere rağmen... Yaşadığımız Her olay , Sinan'ın  her kelimesi , ailemin özellikle, annemin  tepkileri beni dahada  tetikliyor ve bu aşka daha fazla sarılmama sebep oluyor.  Annemle bu kadar zıt düşüncelere sahip olduğumuzu bilmiyordum. Her kelimesinde açık bir kapıda bırakmayı ihmal etmiyor  ''kızım  kendi kafanıza göre kararlar almayın seviyorsan kararlıysan düşüncelerinde , gelirler isterler, veririz ''  Sanırım bu  onlardan gizli nikah kıyma olasılığından dolayı, nede olsa yaşım tutuyor izinsiz evlenebilirim, yani kocaya kaçabilirim ben bunu istemiyorum.  Yıllarca bana  emek harcayan insanlar var karşımda,  her şey hayalimdeki  gibi olsun istiyorum, çocukluğumdan bu güne kadar hep  s

Kelebekler uyurken #9#

  Kelebekler uyurken 8. bölüm Kelebekler uyurken 7. bölüm Kelebekler uyurken 6. bölüm Kelebekler uyurken 5. bölüm kelebekler uyurken 4. bölüm Kelebekler uyurken 3. bölüm kelebekler uyurken 2. bölüm Kelebekler uyurken 1. bölüm Zor işmiş bu aşk... Annem, ''Göksu gel buraya kızım insan gibi konuşalım''  Hayvansı hareketlerim var sanki en kızdığım kelime, hadi neyse sus Göksu...  Yanına oturdum'' kızım neden saklıyorsun ilişkini olabilir her genç kızın bir sevgilisi olur bir kızı bin kişi ister bir kişi alır.''  ''Anne Sinan kör, ve asla kabul etmeyeceğiniz bir şey daha  var o Ortodoks onu kiliseye gelirken tanıdım.''    Annemin iki yanağıda pancar gibi oldu tepki vermemek için kendini dizginlediğini farkedebiliyorum, yeşil gözleri çakmak çakmak parlayarak  '' olabilir kızım , her insan kendi dinini yaşamakta özgür, her çıktığınla evleneceksin diye bir şeyde yok biz Müslümanız ve  Dinsiz biriyle evl

Kelebekler uyurken # 8 #

  kelebekler uyurken 1. bölüm kelebekler uyurken 2. bölüm Kelebekler uyurken 3. bölüm kelebekler uyurken 4. bölüm kelebekler uyurken 5. bölüm kelebekler uyurken 6. bölüm kelebekler uyurken 7. bölüm Buğulu gözlüm... Annem Gece olunca beni babama söyleyecek diye, korkudan erkenden kanepenin üzerinde uyuya kalmışım.  Aslında baştan uyuyor numarası yapıyordum, günün  yorgunluğundan uyuya kalmışım. sabah parmak uçlarımda yürüyerek hazırlanıp işe gittim.  Hafta sonuna kadar babamla karşılaşmamak için erkenden uyudum, gündüzleri  evde olmuyorum,işe gidiyorum.  Çok korkuyorum babamdan ,yine giderimki  banane işte...  Sanki ben on dört yaşındayım koca kız oldum artık hıh...  Annemin, babama söyleyip , söylemediğinden emin değilim ama  annem artık biriyle çıktığımı biliyor ona söylemiyorum ,çünkü çok bilmişlik yapıyor , her olaya pozitif bakmasını bekliyorum ama nerede, hemen öyle yapma, böyle yap, insanların eksiklerini gözüme sokuyor, sanki ben dört dörtl

Kelebekler uyurken # 7 #

Kelebekler uyurken 6. bölüm Kelebekler uyurken 5.bölüm Kelebekler uyurken 4.bölüm Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken 1. bölüm Aşk...  Kalbimde Sinan aklımda Sinan, her şey o kadar güzel giderken gözleriyle ilgi  güzel bir haber bizi dahada mutlu etti. Ameliyat için gün verildi, ailesi,kardeşleri hepimiz heyecanla ameliyat günün gelmesini bekledik ve yüksek ihtimalle eskisi kadar sağlıklı görebilecek,İnşAllah....  Ameliyat için iki hafta bekledik  hep ailemden gizli gizli gittim geldim ,gizli iş yapmak ne zormuş...  Ameliyat istediğimiz,beklediğimiz gibi geçmedi , gözlerinde gerileme yok ancak bir ilerleme kaydedilmedi.  Bu durum ikimizide çok üzdü , oysa her fırsatta  beni buğulu bir camın ardından izliyormuş gibi hissettiğini söylüyor,  beni berrak bir camdan izliyormuş gibi hissetmek istiyor.   Bu  hafta cumartesi günü iş yerinden hastayım, bahanesiyle izin aldım annemlere izin aldığımı söylemedim tabii .  Cumartesi g

Kelebekler uyurken #6 #

Kelebekler uyurken 5.bölüm Kelebekler uyurken 4.bölüm Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken1.bölüm  Ruhumdaki Aşk...  Eve geldiğimde  annem  kıyafet dükkanlarının vitrinlerine yapıştığımı düşündüğünden pek bir şey sormadı diyecektim ki ''kiminleydin sen'' ''  bizim kızlara anne''  ''ne yaptınız'' ''  gezdik...'' odama kaçtım hemen çok tatlı aklım fikrim Sinan gözleri iyileşirmi acaba, beni nasıl fark etti , bir hafta boyunca hep bunları düşündüm,geceleri erkenden odama kaçıyorum çünkü Sinanla telefonda konuşuyoruz, evdekiler bir haltlar karıştırdığımdan şüpheleniyorlar özellikle annem sigara içtiğimi falan sanıyor,asker edasıyla odama baskınlar yapıyor. Gündüz odamı didik didik aradığından eminim  çünkü o kadar düzenli olduki odam birden, annem bildiğiniz mıntıka temizliği yapıyor her gün ,dolapların içi dışı aranıyor bütün kıyafetlerim tek tek tekrardan katlanıyor

Kelebekler uyurken # 5 #

Kelebekler uyurken 4.bölüm Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken 1. bölüm İçimdeki yağmurlar... Kalbim duracak gibi atıyor,nefesime yansıyor,gözlerim fal taşı gibi açılmış, Sinan'ı inceliyorum. -''Okadar dikkatli bakmana gerek yok seni görebiliyorum'' derken gülümsüyor şaşkınlığımı ve panik atak davranışlarımı dizginlemeye çalışıyor. Masaya gelmeden önce sipariş ettiğim kahvemi getiren garson ''burada mı içeceksiniz efendim'' iç sesim  devreye giriyor yok burada oturuyorum ama o masada içeceğim  Hey Allahım, git şeytan diyerek  ... '' Evet burada içeceğim''   ''beyfendi sizinde siparişiniz geliyor hemen'' diyerek ayrıldı  -İlkay'' Ağabey arkadaki vitrinde güzel bir pasta var var ama adını bilmiyorum onu yiyebilirmiyim, '' -'' tabii ki koş hadi göster hemen oradaki görevliye, vitrine parmak sürme canım tamammı?''  Ne kada

Kelebekler uyurken # 4 #

Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken 1.bölüm   Yorgi olabilir mi adı ,birden gülümsedim, oldu  canım, eski Türk filmlerinde  yunanlıların çoğunun adı yorgi ya , joe olabilir birde neden Yunan olsun ki belki Amerikalı  hemen interneti açıp  ''yabancı isimler'' yazdım, bir kaç ülke çıktı, acaba nereliydi ki ülke isimlerinden  girip baktım  sanki bulacağım....   Kendi  kendime saf saf, kıkır kıkır gülerken Ender odama geldi  elini gögsüne bastırarak  ''yağcık annem seni babama söyledi oh ohh canıma değsin'' '' bir yastıklık canın var zaten  uyuz git odamdan'' deyip yastığı fırlattım  kıpırdamadı şımarmaya devam ederken ona doğru kalktığımı farkedince, hemen anne diye bağırarak annemin yanına kaçtı. Hafta içi durmadan onu düşünüyor hafta sonları planlar yapıp hep onunla karşılaşıyorum.   İş yerinde, E lçin ablanın kafası şişti artık, gizemli sevgilimden bunaldı,   Kızlarla buluştuğumuza bende

Kelebekler uyurken # 3 #

Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken 1.bölüm Krep gibiyim... Her gün onu düşünerek ,durmadan kızlara anlatarak  geçirdim günlerimi öyle özel bir kankam yada kız arkadaşım yok benim için hepsi özel ,Nilay,Ebru,Duygu, Bahar,Esma hepsi aynı benim için Duygu biraz daha sık gelir bize evlerimiz yakın olduğu için ,lise yıllarında tanışıp koparmadığımız sıcacık bir arkadaşlık... Ender hafta içi teyzemlerden geldi, özlemişiz keratayı... Cumartesi gecesi oldu, ama  sanki sabah olmayacak bir türlü uyku  tutmuyor, uyuyamıyorum durmadan onu düşünüyorum, bu güne kadar bir çok oğlanla çıktım ama bu farklı gerçi bununla  henüz çıkmadım ki . Ya sevgilisi varsa ya bu gün kiliseye sevgilisiyle gelirse,nişanlı bile olabilir ,yada evli yooo olamaz evli ve nişanlı olmak için çok genç olmamalı işte... Düşünürken uyumuşum sabah kalkıp şalımı başıma aldığım gibi çatıya çıktım of geç kaldım diye çok korkmuştum ,henüz gelmeye başladılar.  Annemin bütün ısrarl

Kelebekler uyurken # 2 #

Kelebekler uyurken 3.bölüm Kelebekler uyurken 2.bölüm Kelebekler uyurken 1.bölüm Mutluyum ben mutluyum... -Annem''Göksu dedim sana kime sesleniyorum ben,  kızım hadi artık teyzene gidiyoruz diyorum, çatı tepesinden inmezsin şimdide hazırlanamazsın iki saatte... '' Hem söyleniyor hemde mutfakta çamaşır makinasına bir şeyler atıyor üzerinde  pardesü , ''Ender efendi bir kaç gün daha kalacakmış teyzende Arda'dan kopamadı nufuskağıdınıda götüreceğim en sonunda, ev nedir bilmez bu çocuk , kardeşin ayrı dert sen ayrı dert.. ''   Söylene söylene odama geldiğinde halen  giyinmeye uğraştığımı farkedince  ''kardeşine kıyafet  bakayım birde seni onun için bekleyemem'' dedi ve açık olan kapımı hızla çekti ne alakaysa, sinirlendi ya illa trip yapacak,  Şirin hanım, adı Şirin de annem  her şeye  olduğundan fazla tepki verir , her şeye çok fazla tepki göstermekten kırışmış anlı, iri gözleri  çıkık elma kemikleri  ve kıp kırmızı yanakla

Kelebekler uyurken # 1 #

Çatıdaki kiremitler...  Çocukluğum çan  ve ezan seslerinin karıştığı bir mahallede geçti, halende öyle ... Her pazar gibi bu pazarda  erken saatlerde   uyanmak zorunda kaldım , evimizin arka tarafındaki kilise sayesinde, bu bende hep büyük bir merak uyandırmıştır, ne zaman insanlar toplanmaya başlasa hemen  evimizin,  o tarafa bakan kömürlüğünün kiremitliklerine  boylu boyunca  uzanır geleni gideni izlerim. Kimsenin beni görmemesine dikkat ederim, çatıdaki kiremitlerlerden biri gibi hissediyorum kendimi bazen. Bazende, güvercin...  Hatta bazen olayı abartıp  yanıma    sepet bile hazırlarım içinde sandviç, kraker hatta çekirdek bile olur .  çok hoşuma gider   düşünce tarzları,   çok güzel kıyafetler giyiyorlar, bayram gibi.  İşte yine öyle sıradan bir pazardı benim için, ta ki onu görene kadar,  yıllardır bu  kiremitlikte kediler gibi   her pazar  kiliseye gelen insanları izlerim , ilk defa beni birisi fark etti ve bana öyle bir gülümseyişi vardı ki o kadar uzaktan beni na

Bir soru sorabilir miyim?

Sizce Aşk  ne renktir? Soruya ilk cevap benden olsun  bence, siyahtır Çünkü; gizler her şeyi içinde.  Üzüntüyü,nefreti,kızgınlığı,yokluğu, varlığı,dostluğu,çevreyi hatta kendinizi gizlersiniz. Açılım yaparsak Üzüntü= çok üzüldüğün anda bile sırf o üzülmesin diye ona yansıtmaz sın... Nefret= hiç sevmediğin yemekleri bile onun hatırına tadarsın,hatta hiç sevmediğin hoşlanmadığın ,başkaları yaptığında ıyy ben yapmam dediğin  tuhaflıkları yaparsın... Kızgınlık=o hiç olmaz ki ne desen sana mantıklı gelir,bir gülüşü nelerden vazgeçirir.. Yokluk= tek yokluk odur hayatında o olmazsa nefesinin ritmi bile değişir,para pul anne baba kimse umrunda değildir ki  o başkadır işte bambaşka... Varlık= o varsa her şey tamam,var oluş sebebi ,gözleri,gülüşü,elleri hatta mimikleri bile bambaşkadır,onun gibi kimse olamaz.o olamazsa yaşam olmaz...  Dostluk= onun hakkında kötü konuşan yada temkinli  yaklaşan senin dostun olamaz,onun hakkında en ufak kötü söz  söylüy

Şey...

Ne zengin bir  kelimedir ''şey'' bir çok olayı, isteği hatta duyguları bile onunla anlatırız. o kadar zengin bir kelime olmasına rağmen  o kelimeyi, kullananın dışında kimse o şeyin ne olduğunu tam olarak bilmez. Hele birde  ''şey'' kelimesinin yanına ''orada'' kelimesi gelirse tamamdır tam bir cümle olurlar, bütünleşirler. Artık bul bulabilirsen oradaki şeyi!... -kızım oradaki şeyi getirirmisin? -Anne nerede ve o ne? -Orada kızım, orada dediği şey;  diğer odada kapının arkasındaki süpürgedir, annne yorgundur ve yardım bekliyordur ve kızın  akıl etmesini bekliyordur bu bir tür  çaresizlik, yorgunluktan kaynaklı gerginlik şeysidir Birde olaylardan kurtulma şeysi vardır ki o başlı başına  bir komedidir. -Kızım neredeydin?  - Okul için şey lazımdı onu almaya gittim -kiminle gittin? -şeyle yaaa, a anne oradan  tabağı uzatsana,klasik laf değiştirme ortamın birazdan gerilecek olan havasını yumuşatma şeysi... -Aşkım  ,akşam

Ben küçükken...

Küçük bir çocukken öğrendim,ne kadar hırslı,azimli ve aynı  zamanda ne kadar sabırlı olduğunu,ilkokul dönemimde her 10 Kasım sabahı bahçeden özenle topladığım kasım patlarını okula götürürdüm, annem  çiçekleri toplamama yardım ederdi ,''inatçı bu patlar kopmak bilmiyor,bu gün bir başka açmışlar sanki,dişlerini fırçaladınmı,çorap var mı ayağında senin!'' diye söylene söylene  bıçakla keserdi. Annemde haklı Ata'nın karşısına öyle  berduş gibi gidilmez çeki düzen vermek gerek. Çiçekleri olan bütün arkadaşlarım getirir Büstü çiçekle süslerdik ,Büste bambaşka bir hayranlığım vardı Atatürk'ü görememiştim hiç ancak illa büst'ünü öpmek istiyordum. Erkenden gittim tören yerine benim gibi bir kaç çocuk daha vardı büst'ün hemen yanında çeşme ve yalağı vardı.Yalağın üstüne basıp uzanmaya çalıştım amaç Atatürk büst'ünü öpmek  arkamdan bir arkadaşım gelip  güya yardım edecek beni çekeleyince bende cumburlop suya... Yıllar sonra Zübeyde hanım annemizin bü

İçimdeki düşman

Bir delinin güncesi;  Bitirmek istediğimiz anda bitiremeyiz, hoşlanmasakta bazen  sineye çekmek zorunda kalırız.  Bana her dokunduğunda ellerindeki barut kokusunu  içimde hissediyorum, dudaklarıma,yüzüme dokunduğunda barut izini yüzüme bulaştırdığını hissediyorum.  omuzlarıma attığın ,sarıldığın kollarının kuvveti bana  üzerimde tonlarca toprak varmış hissi veriyor,aldığın her hediyen bana kırıntı gibi geliyor .  Bitmiş bir aşkın,sevginin kırıntılarını  masanın üzerinden örtüyle birlikte toplayıp balkondan aşağı silkelemek istiyorum!  Ben kimse için fedakarlık yapmamayı,yaptığımın fedakarlık değil  daha çok zarar olduğunu  içinden çıkılmayan olaylara sebebiyet verdiğini bir türlü  öğrenemeyeceğim. Çabaladıkça dibe batıyorum,konuşsam geveze, sussam kaprisli oluyorum, bunalınca sorunlu oluyorum.  Hayatımı benim adıma yaşama,bırak hatalarımla ben baş etmeyi deneyeyim. Olmuyor hiç bir şey yokmuş gibi ben hayatıma devam ediyor ,gözlerine baka baka sahte gülüşümü yüzüm

Maviye iz süren ''Hayallerinle gel'' demiş. Geldim:)

Ben o sabaha kadar kimsenin görmediği  güzellikteki tüylere sahip bir kuşa ait  tüylerden biriydim,   hepimiz pırıl pırıl rengarenktik,  sahibim gökyüzünde salınırken hepimiz heyecanlanırdık...  Biz bir bütündük.  O gün sahibimin hızlı manevrasıyla onun narin bedeninden  ayrılıp boşluğa düşmeye başladım, çok korkuyordum!  Yeryüzü nasıl bir şey  az çok biliyordum,  ama... Ben  daha önce hiç yalnız kalmamıştım, ''ne olacaktı şimdi bana!'' diye düşünürken birden kendimi bir ağacın dalları arasında buluyorum,  Ah! korkuyorum! İki küçük maymun, beni fark etti ve bana ulaşmak için yarış yapmaya başladı,  ikiside aynı anda  bana ulaştı.  Ben şimdi ne olacak bana ne yapacaklar diye  panik yaparken birden beni paylaşamayıp kavga etmeye başladılar.  Kavganın hiddeti birazda rüzgar beni olduğum yerden alıp savurdu ...  Kendimi birden serin sularda buldum, soğuktu, daha öncede ıslanmıştım,  helede kışın. Sık sık yağmur üzerimden geçerdi. sahibim, benim sayemde yağmur

Türk hoşgörüsü

Türk edebiyatı Vakfı'nın yayınladığı, Cemal Aydın tarafından kaleme alınan 'Taşa kazınan ihanet' kitabından ilgi çekici bir bölüm: Prof.Dr.İsmet Giritli bir kongre için İtalya'ya gidiyor.Orada kendisine bir Yunan ve bir Ermeni Profesör musallat oluyor.  Her öğle yemeğinde;''siz bizi 400-800 yıl sömürdünüz.Bizi ezdiniz!..'' diye Prof Giritli'yi taciz ediyorlar. Sonunda Giritli dayanamıyor ve kongre düzenleyicisi italyan profesöre durumu anlatıyor. İtalyan profesör '' bu gün öğle yemeğini birlikte yiyelim.'' diyor. Yemekte Yunan ve Ermeni profesörler  İsmet Giritli'ye yine taarruza başlıyorlar. İtalyan profesör Yunanlıya soruyor: -Siz kaç yıl Türk hakimiyetinde kaldınız? -400 yıl - Hangi dili konuşuyorsunuz? - Yunanca - Dininiz nedir? - Ortodoks Hristiyan Sonra Ermeni profesöre dönüyor:  -Siz kaç yıl Türk hakimiyetinde kaldınız? -800 yıl -Hangi dili konuşuyorsunuz? -Ermenice -Dininiz nedir? -Gregoryen Hristiya