Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yalnızlık gül kokar...

Bazıları sadece sevilmeyi sever, sevilmeye hasrettir de biri ona yaklaştığında o uzaklaşır.  Hasrettir ya bir çok şeye  dile getirir de  ahlarla vahlarla geçirir, ömrünü.  Ne aradığını da bilir aslında mükemmeliyeti arar bedelini ödemeye hazırdır  ancak  şu var ki mükemmeliyet denilen şey kişiden kişiye değişir.  Her zaman aynı hataları yapar.  Aslında sevgililerinin resimlerine baksan  hepsi birbirine  o kadar çok benzer ki  fizik olarak ve karakter yapısı yapısı olarak, çünkü o seçmiştir onları , onu üzeceğini bile bile sevmiştir aynı tipteki  insanları, kesme makarna gibi hepsi aynı boy aynı ebat hatta dişlerinin yapısı bile aynıdır.  sevgililerinin  ve hepside onu sırtından vurur,neden?  Aslında sebebi çok  hiç fark ettiniz mi bilmem  bize  büyük acılar veren ,ızdıraplara boğan insanları genelde biz bulur seçeriz ,onlar bizi bulmaz.  Hatta göz göre göre kendi ipimizi çekeriz, sonrada, ''ben baştan biliyordum böyle olacağını'' deyip karalar bağlarız, ya

Ah be kasetçi ne yaptın sen!

Aylardan Haziran günlerden bir Pazar sabahı şehir dışına gitmek için erken kalkıp çarşıya indim. Seyahat edeceğim acenta  küçük, bir servis aracı ile çarşıdan beni ve bir kaç kişiyi daha alacaktı.  Araba beni beklemez ben arabayı beklemeliyim düşüncesi ile bir kaç saat erken gitmişim  sabahın sekizi bile yok araç saat on   sularında gelecek. Bir kaç tane poğaça alıp   yakınlardaki bir banka oturdum. Beni beklermişçesine etrafıma üşüşen kediciklerle,  bir kaç lokma poğaçadan sonra...  Baktım ki bir lokma atıyorum daha fazla kedi geliyor kış kış demeye başladım, beni yiyeceklerini falan düşünmeye başladım ki etrafımda yirmiden fazla kedi oldu.  Onlarla ilgilenmeyince, bir kedicik hariç hepsi gitti bende arada o kedicikle paylaştım yudumu o anda  arka taraftan gelen müzik sesi beni ziyadesiyle etkiledi. eski şarkılar, anonim müzikler, enstrümantal müzikler...  Gül pembe'nin müziği o kadar içine işliyor ki insanın  arkamı dönüp  müziğin kaynağını aradığımda gözüme çarpan k

Kırkpınar,misafirler ve izin.

Cuma günü izine ayırldığımızda, misafirlerimde geleceği için çok sevindim. Çok iyi oldu  gönül rahatlığıyla ilgilendim, ee  birde Sarayımız var Malum Edirneliyiz...  Sıla konserine gittik hayatımda daha önce hiç bu kadar izdiham  görmemiştim fotoğraf çekmeyi bırakın  misafirlerle sıkıştık bir dükkan önüne, ne ileri ne geri insanlar yabancı kaybedersem evi bulamazlar , önümde kız arkamda misafirler hangisini kollasam... Misafirlerim Sıla izdihamından sonra Kırkpınar nasıl olur acaba! diye düşündükleri için, Kırkpınar'a gitmek istemedi   bizde Camileri, külliyeleri, çarşıları gezdik. Bu gün onları evlerine yolcu edince  bizde Kırkpınar'a gittik.   Hani derler ya kırmızı dipli mumla çağıracağım  işte o kırmızı dipli mum:) Orada tanışıp hemen kaynaştığımız Öğretmen ve eşi:)) Geçmiş yılların Kırkpınar ağaları ve pehlivanlarının heykelleri.  Çok tatlıı Tanımıyorum ama çok sevimliydiler herkes güreşe girmeye çalışırken onla

Başkasının aşkısı...

Seni nefesim gibi seviyorum deme, bademciklerin şişene kadar nefesinin de kıymetini bilmiyordun !

Ben doğdumm:))

Ah bu Google ne vefalı doğum günümü unutmamış:))