Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ritme ayak uydur

Hayat bir dans, dans edeceğimiz insanı bazen özenle seçeriz bazen de tesadüfler devreye girer,  kalp bu, seçtiğine bazen kendi bile anlam veremez... Dans ettiğimiz insanı ,doğru yada yanlış seçmek bizim elimizde mi? bu uzun mevzudur da, dansları biz seçemeyiz artık doğanın ritmine ayak uydururuz.  Bazen salsa yaparız hızlı ve düşüncelerin kalbimizin ritmine ayak uydurduğu... En olmadık anda efeleniriz ya zeybek misali, karşımızdakini diz üstü çöktürürüz. Zorda kaldığımız  anları kıvrak zekamız sayesinde, oryantal bir şekilde atlatırız...  Balerin oluruz en suskun olmamız gerektiği anlarda,  kuğu misali parmak uçlarında döneriz sevdiklerimiz etrafında... En sevdiğimiz tangodur, siyahın gizemi, kırmızının cazibesi, iki beden sanki bir ruhta tek duyulan kalp sesine karışan ayak sesleri... Dedim ya hayat bir dans, dans seçimimiz ne olursa olsun  ritme ayak uydurduğumuz sürece  yaşadağımızı hissederiz...

Gül gibisin...

Toprağa kökünü salmış güller gibiyiz, gün gelip bir dalımız kırıldığında yapraklarımız dökülür,  dalın kırıldığı yerde belirgin  kahverengi, siyah karışımı izler oluşur.  Tıpkı  kırıldığımızda ruhumuzun aldığı renkler gibi. Bir daha oradan fide vermez  bu değildir ki bir dalı kırılan   gül solup gidecektir.   Hiç beklenmedik  bir anda  kenarından yeşerir,tıpkı biz gibi.  Gül toprak sayesinde hayatta kalır , gülün toprağı değiştiğinde yerini sevmezse solar, yapraklarını döker bir süre sonra hayata küser kurur gider. Gülü yağan yağmurların ardından açan güneş, hava  ve zaman iyileştirir, tıpkı bizim gibi değilmi? Gül ile aramızdaki tek fark   bize  bazen küçük bir gülümseme bile  yeter.  Hangimiz bir tebessümün arkasına sığınıp samimi duygularla karşımıza gelen birini umursamamazlıktan gelebiliriz ki?

Neden mi?

neden mi sen?   her üşüdüğümde içimi ısıtan  nefesimsin.  Her  bunaldığımda kaçtığım sessizliğimsin.   Ağladığımda içimi ferahlatan gözyaşım gibisin Neden mi sen?  Uzak ta olsak  acıyı ,mutluluğu aynı anda hissetmek,  yüreğimdeki sığınak gibisin.  Bundandır sana gelişlerim,  bundandır seni bu kadar sevmelerim. Yanındayken bambaşka bir dünyada gibiyim,  varlığını hissetmek bile bana huzur veriyor. Neden mi sen? yaşama sebebimsin,  hayata sımsıkı tutunma nedenimsin,  bundandır sensizken  suskunluğum,  bundandır sana küskünlüğüm. Kaybolduğum anlarda kendimi sende  bulmam, en huzurlu anlarımsın,  en güzel anılarımsın ,  yüzümdeki gülümseyiş kalbimdeki tatlı sızısın... En kızdığım anlarda bile en sevdiğimsin... Neden mi sen? Sevmenin nedeni varmıdır ki...

Yaşasın Cumhuriyet...

Taşıyıcı

 Bazıları  sever, bazıları aşkı sadece taşır  işte insanın en büyük  yalnızlığı o anda başlar...  Birine bağlandığında, ona verdiği değeri göstermeye başladığında bu onun  yalnızlığının başlangıcıdır.  Bir taraf aşkı yaşarken diğer taraf sadece aşkı taşır, tıpkı yük taşır gibi,yorulduğu yere kadar...  Bazıları sadece taşıyıcıdır, bağlanmayı sevmez ama birinin ona bağlanmasını severler, yalnızlığı seviyormuş gibi görünürler, daima yalnızdırlar bunun  sebebini bir türlü  bulamazlar, devamlı kaçtığının farkına bile varmazlar. Suskundurlar konuşsalar söyleyeceklerinden korkarlar...   Artık bir taraf kaçacak diğer tarafta kovalayacaktır bu çoğu zaman büyük üzüntüler yaşanmasına sebep olup, bazen bir kelimeyle su yüzüne çıkar bazende sert  tartışmalara sebep olur.  Bir türlü anlatamaz kendini taşıyıcı ''seviyorum ama ben  söyleyemem'' der duymaktan hoşlanır da bir türlü  söylemeye yada sevgisini göstermeye çaba sarf etmez, onunda kolayına gelir nasılsa kaçtığı sü

Uzak diyarlarda evli barklı...

Sevgili Melek ablamla yani namı diğer Allahneverdiyse bloğunun sahibesi ve son hikayemin isim annesi Hikayemin kahramanına isim ararken onu gözüme kestirdim, sağ olsun ablamda beni kırmadı aslında konuşurken ve yazışırken ona abla diye hitap etmem, meleğim o benim  canım can dostum,tanışalı çok uzun bir zaman olmadı kalplerimiz birbirine çabuk ısınanlardanız. ''Geleceğim kuzum'' demişti, ama gününü söylemedi, ramazan olması dolayısıyla malum oruçluydum gece yarısı işten gelmişim berbat bir baş ağrısı,sahurda yemeğimi yeyip uyudum.  Sabahın ikisi pardon öğlenin ikisi diyelim biz buna, biri oturma odasının camına güm güm vuruyor, yataktan fırladığım gibi  yan odaya geçip camın perdesini araladım en rapunzel halimle yok yok daha çok  halka filminden çıkmış samara halimle olsa gerek  perdeden bakmamla  komşunun bir adım geri çıkması bir oldu da ondan öyle diyorum sanırım ürktü, gündüz günü korku filmlerinden fırlamış gibiyim. ''Kuğucuk bu ağabey seni soruyo

Hayırlı bayramlar

Kim?

Yağmur kim sevmez ki Yağmur altında sevgiliyle gezmeyi yağmur yağarken camdan dışarıyı seyretmeyi yağmur her cama vurduğunda   yüreğine vuran yağmur damlalarını düşünmeyi kim sever ki   cam sildikten sonra yağan yağmuru :)

Baktığınız şey gördüğünüz şey mi?

Bakmakla görmek arasında ki ince çizgide yaşarız çoğumuz,bazen ön yargılarımız bazende geçmişte yaşadığımız duygularımız gerçeği görmemize engel olur. insan uzak dura dura uzaklaşır zaten ,öyle lafta sen aklımdasınla da olmuyor, zaman, mekan ve iş hayatı yoğunluğunda uzaklaşırız birbirimizden, hayattan kopmalar başlar sevdiklerimize daha çok bağlanırken,sevemediklerimize karşı daha çok empati duymaya başlarız. Beynimizde büyütürüz sevgiyi de ,nefreti de... Sevdiklerimizin de bizi aynı  şekilde sevmesini bekleriz, ama ne yazık ki öyle çok seviyorum demekle olmuyor,bu her zaman karşı tarafa yetmiyor. Kendi kafamızda yarattığımız gibi olmalarını bekleriz, oysa ki her insanın duygularını gösterme şekli, farklıdır, eğer kafamızda yarattığımız profile uymazsa, görmezden geldiğimiz ufak tefek şeyler gözümüzde büyümeye, başlı başına sorun olmaya başlar. Gözümüzde ilah yaptığımızı birden gönlümüzü  izinsiz yıkan işgalci olarak ilan ederiz. Çok sevdiğimiz kişiden ayrılmak için

Bak sen ALLAH'ın işine!

Öyle Pek  nefret ettiğim insan yoktur, genelde sevgi pötürcüğüyümdür, fakat biriyle  frekanslarım tutmazsa en baştan keserim iletişimi ,arkadaş ,ahbap ,dost olmaya çalışmayı bırakın mümkünse aynı ortamda bile bulunmam...  Çok istediğim bir film vardı  sinemaya gelmiş buralarda öyle çokta sinema yok, topu topu  bir tane...   Önce bir kaç arkadaşa söyledim  ,kimi param yok dedi,kimisi de  bu gün olmaz yarın gidelim dedi,yoo olmaz  bu gün gitmeliyim ,rüyalarıma girer sonra... En sonunda tek başına gitmeye karar verdim , tek başına film izlemek daha keyifli hem kocaman bir kutu mısırı  tek başına yerim hıh diyerek...  Aldım bileti  kuruldum koltuğa,  , kah hüzünleniyorum  kah gülüyorum   yandaki şahısta gülüyor sesi tanıdıkmı nedir diyerekten  önce göz ucuyla baktım, sonra gözlerimi kocaman açıpta  bakıyorum  az önce yuttuğum şey mısırmıydı yoksa küçük dilim mi!  Yıllardır peşimden koşan , yemek ,buluşma tekliflerini büyük bir zevkle reddettiğim erkek ve ben yan yana, Aşk tesa

Gölgede açan çiçekler # 32 # Son bölüm...

HAYAT BİZE GÜZEL Gözlerimin altı hep mor, belki hayat yorgunluğu belkide  umutlarım ve  düş kırıklıklarım aynı anda  göz altlarıma sığınmıştı ,yaşadığım hayatta beni ele veren tek şey gözlerim... Düne baktığımda pişman olduğum çok şey var hayatta ama biri ne zaman  sorsa '' hiç olmadı  arkama dönüp baktığımda hiç pişmanlık duymadım, duysam yapmazdım zaten'' diyorum ne büyük yalan değilmi? olsun ,bazen kendi attığımız yalanlara kendimizde inanırız...  Hafta sonu tatilinde Minel le  köye gittim , Babam,Yengem,ağabeyim kısaca herkes  çok şaşırdı, aslında bazen bende kendi aldığım kararlara şaşırıyorum ama  nereye kadar babaya küs kalınır ki gün geleceke babası Minel'e sahip çıkmamasına rağmen ,babası yüzünden çok zor günler geçirmesine rağmen yinede babası bu gerçeği kimse değiştiremez ,nasıl ki benim babam onun kapısına geldiğimde beni kapı önüne koyduğu halde ,tokatlarla evden kovduğu halde ,üstelik  jandarmalık olmuşken  k

Gölgede açan çiçekler # 31 #

AH MİNEL Minel'in  hafta sonunu yatağa gömülü olarak geçirmesi, haftanın başlamasıyla son buldu. Evet yaptığım ,şeyi doğru bulmuyorum, iki kızı odaya  kilitleyip dövmek doğru bir davranış değil, üstelik şiddet yüzünden eşinden  boşanmış biri olarak sağlıklı bir hareket değil, fakat burada ki amacım; Minel'in  bu duyguyu yaşamasıydı böyle bir hayatı olabilirdi hatta olacaktı , eğer ki ben  mücadele etmeseydim.  Şimdi aynı şeyi  öğrenim konusunda o yapmak zorunda ,eğer ki yapmazsa , ettiğimiz mücadelenin hiç bir anlamı kalmaz. Erkan ların nesli tükenmedi ya ona da  bir Erkan rastlar.  Bazı erkekler, küçük yaştaki kızları kendilerine eş olmaları için ikna etmekte çok çaba sarfetmezler, Kızlar kendileri  gider onların ayağınıa Kızların amacı Huzurlu bir aile ve kendi alacakları kararlar ,yani onlar öyle sanarlar. Ama  malesef  erkek  eş olarak görmez onu, yaşı küçüktür  ,bir şey bilmiyordur, ona bir şeyler öğretmek  karşı tarafa cazip gelir onu eğitebileceğini düşünmek

Gölgede açan çiçekler # 30 #

 KENDİMİ DÖVDÜM! Hani derler ya her ayrılıkta olan çocuklara olur ,aslında  çocuklara bir şey olmaz yeter ki    arkasında sahip çıkanı sağlam olsun...  Hata yaptığında bile onu savunduğum için Nadide ile aramızda çoğu zaman  şiddetli tartışmalar oluyor. Yapacak bir şeyim yok her ne kadar çevre ,kader kısmet şu, bu da desek bir de çocuk dediğimiz insanlarında bir karakter yapısı var bunu da değiştiremeyiz... Kimselere ezdiremem  Minel'i haa ben ezmem demiyorum, devamsızlık sorunları ve dayımın kızı Nur'la çok fazla samimi olmaları,annenin ise  yani zatı muhterem (benim) çalışmaktan ,hırstan başka bir şeyi gözü görmemesi daha çok hata yapmasına sebep oluyor.  Bir şeyi kazanmayı ,başarmayı, başkalarına kendini ispatlamayı   hırs haline getiren   insanlar  çokta başarılı olmuyor, bunu kendi deneyimlerimden anlıyorum...   ''Kızım neden  devamsızlık yapıyorsun?  bak bana söz getiriyorsun daha geçende komşu anası neyse kızı o olur dedi bu lafları bana dedirtme b

Gölgede açan çiçekler # 29 #

UTANIYORUM Gerçekten muhtaç olanın  yardım dernekleri önünde oturup saatlerce  bekleyip,utançtan geri döndüğünü  biliyormuydunuz? Oysa iri cüsseli adamlar, bir giydiğini bir daha giyemeyen hanımlar, lüks araçlarıyla gelip yardımı alıyorlar. On gündür  kapıya kadar gitmeme rağmen içeri giripte derdimi anlatamıyorum,Yardımlaşma derneğinin bahçesinde saatlerce oturup geri dönüyorum, her gün  lüks araçlarıyla gelen insanlara şahit oluyorum,ilk başlarda belki başkalarına götürüyorlar diye düşündüysem de  ,zamanla bu iyi niyetli düşüncemden vazgeçtim. Genelde maddi durumu iyi olanlar yada roman vatandaşları yardım alamak için  en ön sıralarda ben ve benim gibilerse araf oluyorlar!  Bu kadar zengin olduğu dışarıdan belli olan insanlara nasıl yardım parası veya yiyecek verilir ki? sabah fazla kalabalık değil, iri cüsseli marka bir takım giymiş beyfendinin arkasdından cesaretimi toplayıp i,çeri girdim,girişte görevlilerin iki masası var bana yakın olan bayanın yanına gidip ben yard

Gölgede açan çiçekler # 28 #

HUZUR! Bayram da babama gitmedim, hiç içimde titremedi, vicdan azabı duymuyorum...  ben yeterince ağladım biraz da o ağlasın... Geceleri Erkan'ın yumruklarıyla uykumdan uyanıyorum, bakıyorum kimse yok ! Huzurlu ama fakir bir hayatımız var. Minel'in  dış dünyaya özenti duyması en büyük korkularımdan, babasızlığın acısını kendinden yaşça büyük erkeklerde araması en büyük korkularımdan. Anneanneme  son günlerinde verdiğim değeri fark eden  mahalleli yaşlı kadınlar ,beni dilden dile yaymış olacak ki  on sekizinde genç bir kız kadar görücüler gelmeye başladı.  Bu durum beni rahatsız ettiği kadar ilk zamanlarda şakaya vuran Minel'i tedirgin ediyor. ''Anne evlenmeni istemiyorum ,  nereden biliyorsun  evleneceğin kişinin bana yan gözle bakmayacağını,belki iyi birine rastlayacaksın, belkide ben ona yan gözle bakacağım!''  Bu benim için  söylenebilecek en açık kelime.  Zaten düşünmediğim evliliği  aklıma geldiği anda silip atacak kelimeler, aklıma g

Gölgede açan çiçekler # 27 #

ÇOCUKSUN SEN! Yoktan var olmak dedikleri bu olsa gerek.Bir çok şeyle mücadele derken elimde ki en nadide çiçeğin kıymetini her zaman bildim,ve onu  öyle  gelişi güzel koparılıp harcanmaması için  elimden gelen mücadelenin en iyisini yapmaya hazırım. Minel'le arada ergenlik sorunları yaşasamda halledemeyeceğim sorunlar değil, sonuçta ben anneyim ama anne şefkatinin yanında babanında  otoritesine sahibim . Benim  hata yaptığında ''bak babana söylerim''  sözlerini söyleme lüksüm yok.Dediğim kelime  yapmayacaksın da değil ,teklifler sunuyorum  reklamcı edasıyla eğer bu yolu izlersen başına gelmesi muhtemel olayları  gösteriyorum. Babasız bir çocuğu küçükken kimse görmüyor da azıcık göze gelmeye başladığında herkes sahiplenmeye çalışıyor, sözüm ona sahiplenmek ,hayat kötü  insan oğlu kullanmayı sever... Aslında bir çok şeyi kendi yaşamadan bende gördü. Güvendiğimiz insanlar nasıl, en basitinden Mert ağabeye çok güveniyorduk ,adam bana evlenme teklif etti

Gölgede açan çiçekler # 26 #

ŞÖFÖR Anneannemin gidişi beni o kadar yaraladı ki  onu ne kadar çok sevdiğimi anlamam için ölmesi mi gerekiyormuş diye düşündüğüm  zamanlar oldu, Annemi kaybettiğimde bile bu kadar yoğun duygular hissetmedim. Belki de  anneannemin yıllarca yaşadığı evde, şu an ben yaşadığım için bu kadar hassas olabilirim.Nereye baksam  ondan bir şeyler görüyorum...  Yıllarca bahçede kömürlükte piknik tüpüyle yaptığı yemekler , iki odalı evde beş çocuk.   Dayımların ,ve annemin çocukluk halleri küçücük evde  kavgaları , sonra anneannemin ,susun yoksa  babanızı uyandırıyorum hemen,  deyince korkudan uyuyan çocuklar,  zaman zaman  gözümün önünden geçip gidiyorlar...  Anneannemin ölümünden sonra ,  akrabalık ilişkilerim yön değiştirdi,bir süre teyzemlerle  çok fazla  yakınlaştık, işe başlamam  bütün yakınlıklara mesafe koydu, zaten tam da istediğim şey...  ben yalnızlığı severim... İşe başladım ama  bir aydır ücretsiz izinde olmamız ,artık dayımların yanından evimize gelmiş olmamız bizim i