Ana içeriğe atla

Ruhumda ki sen



 Sarmaşık

Bazen tutunmak istersin, tutunmaya çalıştığın dalları, biri senden çok zaman önce tutup kırmıştır, sen tutunmak  istediğinde  elinde ufalanır.
 O dal parçası kuruyalı  uzun zaman olmuştur.
Sana kalan,  birinin  parçalayıp kenara attığıdır , tamir etmeye çalışırsın yorulursun ....
 Pes edersen  ah işte sende  çekip gittin  diye suçlanırsın.

Tutunacaksan sarmaşıklara tutun. onlar pes etmez.  
Yüzsüzdür  sarmaşıklar der kimileri...
Sıkılırsın  her zaman yeşildir ,bazen  kahverengi olmalı  derler ya... 
Hem neden  kurutmaya çalışalım zaten hiç anlamam.
 Önce  karşımıza biri çıksın  isteriz , bize su gibi aşık olsun, bizden 
başka düşüncesi derdi olmasın, isteriz.
Böyle birini bulduğumuzda da ''Aman  benden uzak dursun'' deriz ... 


Her saniye ah kırdım ah kıracağım diye düşünmektense , yine yeşerir diye düşünmek daha iyidir. 

Uzandığım çimenlerin üzerinde ben bunları düşünürken,   etrafta piknik yapan insanları.  yüzümün üzerine güneşten korunmak için koyduğum şapkanın aralığından izliyorum. 

Kendi kendime kararlar aldım. Artık aşk yok sevmek yok bende diğerleri gibi olacağım . madem ki sevince acı çekiyorum sevilen olacağım  tıpkı  denizde ki dalga gibi vurup kaçacağım. 

 Hani kadınlar su gibidir kabına göre şekil alır derler ya . ben bu suyu bir türlü bulamadım. 
Demekki  her kadın su gibi olmuyor. 
Bazılarıda hamur gibi pişmediği sürece  şekli kalıcı değildir, her an değişmeye müsait...
Kırk beş yıllık hayatımda ne öğrendin derseniz; çok şey...

 Tam öğrendim derken tüm bildiklerim yanlış olduğunu  söyleyen beni ters düz eden biri çıksın istiyorum karşıma .
 Yalnızmıyım? 
 Hayır...
 Ben yalnızlığı kendim seçtim, aslında kalabalık bir ailem var,bana göre sakin sessiz kimseye akmaz kokmaz biriyim başkalarına göre kendi halinde...
 Severmi insan   her daim, tutarmı sevdiği ellerinden ,yine sarılıp gezermiyiz yollarda, kimseyi umursamadan , yada kimse umursarmı bizi.
 Sonuçta yaşım   ilerliyor  ama ruhum o kadar büyümedi,  benim seveceğim  insan,  ruhumdaki ben gibi olmalı...

Güneşin kaybolmasıyla  sırtım üşümeye başladı, uzandığım çimenlerde doğrulup, şapkamı başıma koyup yine insanları izlemeye devam ettim.

  Biraz önce keyifle yemek yiyen insanlar şimdi toplanma telaşına girmişlerdi, kimisi çocuğunun üzerine bir şeyler giydirme telaşında, ufak çocuk bunu oyun sanıp koşuyor, annesi olduğunu düşündüğüm hanım  muziplik yapan çocuğu azarlıyor.
''Şimdi ne yapıyordur acaba?''
 Bir anlık bu soru ''aman boş ver o beni düşünüyor mu?''   düşüncesiyle beynimden silindi.

 Yavaşça yerimden kalkıp evimin yolunu tuttum. her gün geçtiğim bu yolları seviyorum ben gibi kaç kişi geçmiştir kim bilir, kaç anı, kaç hayat , kaç hikaye gizlidir bu kaldırım taşlarında  Mahalleye yaklaşırken bir markete girip mahallenin çocuklarına gofret aldım, alıştı keratalar bekliyorlar.

Mahalle kadınları bile bana karşı sevecen .

 Çevrem iş arkadaşlarım tarafından sevilen sayılan biriyim,   kendimi seven biriyim ama bir türlü  gerçek  mutluluğu yakalayamadım.
http://www.youtube.com/watch?feature=endscreen&NR=1&v=wSuicJxsRsY



  

Yorumlar

  1. Şu fikir bendede oluşmuştu. Sevmeyeceğim sevileceğim o da berbat oda yanlış o da hata ....

    YanıtlaSil
  2. Sevmeden sevilmiyor ama kuğum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilen sevmez
      sevginin peşinden git
      sev ama sevilme
      sevil ama sevme
      Anlayacağın
      Her kafadan bir ses çıkıyor Canım en iyisi yüreğin götürdüğü yere gitmek galiba.

      Sil
  3. Hımm,yeni bir hikayeye başlandı galiba Kuğu'm..Gerçek mutluluğu yakalayamayanların hikayesi ..Devamı nasıl şekillenecek,meraktayım:) Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım yeni bir hikaye, Umarım beğenirsin sevgilerimle.

      Sil
  4. gerçekten seven insana hiçbir zaman gerçek vuslat ihsan edilmezdi. bu dünyaya ait değildi ki o. hiçbir zaman senin ona duyduklarını sana karşı duyamazdı. bu da, çetin imtihanın bir parçasıydı. idrak etmeye başladıkça insan, tevekkülle karşılardı...
    mutluluk... aslında mümkün olmayandı. çünkü mümkün olsa, ukbadan alıp dünyaya kaydıracak olandı gönülleri. mutsuzluk, keder aslında en büyük lütuflardı Yaradan'dan gelen. İnsanın gözünü açardı da, öbür alemlere çevirirdi.
    "...Çünkü bu dertler hiç bitmeyecek. Aradığım mutluluk beni bu dünyada hiç bulmayacak.Bezm-i elestte sırtına yüklenen vazifeyi eda ettikten sonra, görevini yerine getirebilmenin hazzıyla, fazla oyalanmadan, dimdik ve gülerek ölüme yürümeli insan. Fazla oyalanmadan…"

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seven bence mutlu olur yeterki karşısına adam gibi yürekler çıksın bu kadın içinde erkek içinde geçerli , Ölmek ; tabiiki zamanı gelince herkes ebedi aleme göçecek bu dünya imtihan yeri, bazı duygular, yaşanması gerekenler olmasaydı hiç dünya diye bir yerde olmazdı , yaşamak varmış kaderde:)

      Sil
  5. hımm yeni hikaye.kimbilir bakalım bizi nerelere götürecek hangi duyguları tatdıracak ,ağlatacak mı güldürecekmi? merakla bekliyor olacağım kuğum.kalemine sağlık.su gibi aşık olmak cümlesi vurdu beni :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum ne hissedeceksin canım merakla bekliyorum düşüncelerini.
      Aşkk, güzeldir aşk:))

      Sil
  6. Merhaba Kuğu cum,güzel başlangıç,mutluluğun nerde olduğunu bilen yok,sadece gölgesi vuruyor bazen gönlümüze:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin canım seni görmek çok güzel.
      Umarım beğenirsin. hikayemi . sevgilerimle öpüyorum oğluşunu.

      Sil
  7. gerçek imkansızdır, ulaşılmazdır veya ulaşılmaz olduğundan hep aklımızda kaldığından özlenir veya biz bulduğumuzla yetinmeyi bilmeyen nankörleriz ama herkesin unutamadığı vardır oysa yanındaki de gitse unutulmaz olur. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy canımmm sen o kadar güzel özetlemişsin ki durumu öpesim geldi seni , ne yapalım kaderdendir deyim geçmek gerek:)
      sevgilerimle.

      Sil
  8. Yok hem sev hem sevil:)) Kugum benim..mutlu guzel bir hafta olsun:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen can dostum seni seviyorum ve sevildiğimide hissediyorum buda yeter bana:)) Güzel haftaların olsun..

      Sil
  9. Beni seveni seveceğim desende sev karakteri benliğinde olduğu sürece yıpranan yine sen olursun canım..Şansmı kadermi desem bilemedim..Allah huzur bulacağı birini herkesin karşısına çıkarsın..Umarim ki Yeni yazın güzellikler getirsin. sana , sevgilerr :))

    YanıtlaSil
  10. belki ben bu aralar melankolik oldugumdanmidir nedir bu tarz yazilarda daha cok etkileniyorum. Cok houma gitti yaziniz, kaleminize saglik
    Sevgilerimle size guzel haftalar dilerim

    YanıtlaSil
  11. aşık olmak güzel ama hak edene olduktan sonra. blogunuz güzel içerikler zengin yeni izleyicinizim banada beklerim : ücretsiz karakalem yapılır ;) http://cizimsevinci.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  12. Çevrem iş arkadaşlarım tarafından sevilen sayılan biriyim, kendimi seven biriyim ama bir türlü gerçek mutluluğu yakalayamadım.

    ben de öyle,yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum,sanki benim içimdekileri anlatmışsınız :'(

    YanıtlaSil
  13. Merhabalar.

    Sevgi ve aşk üzerine o kadar çok değişik tanım ve onları anlatan hikaye ve roman okuduk ki, her birinden sevgi ve aşkın değişik bir yönünü keşfedip sevgi ve aşkı anlamaya çalıştık. Ancak, bu dünyayı bize bir sevgi ve barış cenneti olarak emanet eden Cenab-ı Allah'ın emir ve buyruklarını gözardı ederek, yeryüzünü cahili tutum ve davranışlarımızla, sevgisizliğimiz ve nefret duygularımız ile adeta bir cehenneme çevirdik.

    Sevgisizliğin, nefretin ve çıkar hesaplarının kararttığı dünyamızı tekrar sevgi cennetine çevirecek olan tek yolun, Allah'ın birliğine inanan müminler olarak;Allah'a teslim olmamız, mutlak kudret sahibi olarak O'nu görmemiz, O'nun istediği gibi O'na kulluk yapmamız ve O'nun istediği yolda yürümemiz olduğunu asla unutmayalım.

    Sevgi aslında, Cenab-ı Hakk'ın insana üflediği ruh olan düşüncenin en soylu ve en üstün tecellisinden başka bir şey değildir diyerek yorumuma son vermek istiyorum.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .