Ana içeriğe atla

Uzan uzanabilirsen!!!



Küçükken ilaçları yüksek Raflara kaldırırlardı.

    Büyüdük ...

 şimdide mutluluğu yüksek raflara kaldırıyorlar...



Yorumlar

  1. Çok doğru.. Gerçi mutluluğu erişebilir yere de koysalar bazen uzanıp almak zor geliyor.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten öyle eskiden ne bulaşık makinası vardı ne bu kadar lüks hayatlar ama insanlar daha şükürlüydü sanki ,
    her şey var yine mutsuz yine depresyon:)

    YanıtlaSil
  3. çok güzel bir tespit. Maalesef ki öyle oldu. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sehpa üzerine çıksak uzanabilirmiyiz acaba:(

      Sil
  4. Doğru bir tespit...

    Bu arada Ters Düz'ü okuyunca yorumlarınızı mutlaka beklerim... :) Çok sevgiler... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Henüz kitabınızı almadım okuyunca mutlaka bloğumda yorum yaparım...

      Sil
  5. yeter ki uzanmak isteyelim
    gerekirse kaçak kat çıkar, yine de erişiriz kuğucuğum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen bana bağırdın ben sana küstüm...
      Aldım oyuncaklarımı eve geldim oynamıyorum işte hıh ...

      Sil
    2. ya üzme beni :)
      beni bilmiyorsun sanki, kıyabilir miyim hiç. kaç tane siyah kuğum var benim :)

      Sil
    3. İdare edememm tolga idare edemem :( küstüm ben çok ağladım ağladım sonra sustum , hani ne çiçek ne çikolata ne bir goril , ayı getirmişsin insan barışmaya böylemi gelir :/

      Sil
  6. Merhabalar.

    Demek ki, ilaçların da mutluluğun da yeri yüksek raflarmış. Kolay kolay kimse uzanıp alamasın diye. İlaçlerın neden yüksek raflara kaldırıldığında bir mantık var. Ama, mutluluğa ne oldu da yüksek raflara kaldırılıyor. Oysa, mutluluk herkesin erişebileceği kadar bir yükseklikte olması gerekmiyor muydu?

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar hocam
      bilemiyorum ki hocam ben bu konuya sizin bir cevabınızın olduğunu düşünüyordum !
      Selam ve dualarımla...

      Sil
  7. Doğru dersin. Mutluluk kaldıysa tabi onu da "raflara kaldırıyorlar".

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef:(
      Kavanozlara koyup satacaklar az kaldı:(

      Sil
  8. belki tezgahın üzerinde de vardır. ama biz yukarıdakinde ısrar ettiğimizden göremiyoruzdur onu :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir bak hiç bakmadım , sahi tezgah varmıydı?

      Sil
  9. büyüdükçe ne çok değişti her şey..

    YanıtlaSil
  10. Bazen gözümüzün önüne koydukları halde göremiyoruz :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya bazende gözümüzün önünde göremiyoruz:(

      Sil
  11. Her yaşın ulaşılmaz yerleri var ediliyor...
    Neyse ki mutluluk şu ara yukarı raflara kaldırılıyor yürürlükten kaldırılmasın da...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu hiç düşünmek istemiyorum , uzaktanda olsa var olduğunu biliyoruz...

      Sil
  12. Ne kadar doğru bir söz,ancak artık mutluluklarda çok kısa ve yüzeysel. Selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef , mutlu olmaya korkar olduk...
      selamlar...

      Sil
  13. Canımın içi ne güzel bir tespit bu kalemine yüreğine sağlık.Benim için de bana göre de mutluluk ufkun öte ucunda ulaşılması imkansız yönünde sanırım hiç ereşilemeyecek bir yere saklanmış.Sevgilerimle belki bir gün onu bulma imkanımız olur mu dersin pek sanmasam da umut etmek yine de güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her zaman bir umut vardır canım arkadaşım , umudun hiç bitmesin ...
      Sevgilerimle...

      Sil
  14. Merhabalar.
    Elbette burada anlatılmak istenen mutluluğa herkes kolay kolay erişemiyor, onu kolay elde edemiyor anlamını ön plana çıkarmak için, mutluluğu da ilaçlar gibi yüksek raflara kaldırmışlar.

    Acaba gerçekten mutluluk yüksek raflarda mıdır? Eğer yüksek raflarda ise; ona erişmek için, insanlar neden altlarına bir iskemle almıyorlar?
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar hocam
      Bazılarına iskemle verilmiyor malesef , buna kimi sınav kimi kader diyor şükür şükür şükür
      selam ve dualarımla

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .