Ana içeriğe atla

Fahri bey çıkmazı #7#






 Ben şok...

 Son günlerde çok yoğunum hiç boş vaktim yok , gerçi zamanım olduğu günleri de biliyorum, zamanı hor kullanmayı seviyorum...

  Bu  hafta sonu Tolga'nın  trip halleriyle uğraştım,  Tolganın ve benim  ortak bir kaç arkadaşımızla yemeğe çıktık.
 yemekten sonra eve gelene kadar kavga ettik. Durmadan mızmızlandı diğer kızlar erkek arkadaşlarına sarılıyormuş, kibar ve yakınmış, ben ise ona asker arkadaşıymışım gibi davranıyormuşum...
 Ehh işine gelmiyorsa çek git dedim ..
 Bitsin ,istemiyorum sevmiyorum seni zorla mı yaa...

Beni bahçe kapısına kadar getirip ,iyi akşamlar bile dilemeden gitti ,kabaa...

Saat neredeyse gece on bire  geliyor ancak bizim bahçenin  ihtiyarları uyumamış,  çay yaptım dedi müyesser abla çaydanlığı alıp  Hayriye ablayla  benim balkona kuruldular,ben üzerimi değiştirirken,  kartoncu kadının vukuatlarını  anlatırken,   gülmekten içim acıdı...
 Bu defa da bahçede bir kedi ölmüş.kartoncu kadından şüphelenmeye başladım tam bir psikopat.
 Bahçeye ölü kedi için mezar açıp gömmüş, Hayriye ablada bunu görünce  kediyi gömdüğü yerden çıkarıp poşete koyup çöpe atmış, kartoncu kadın çöpten alıp kediyi başka boş araziye gömmüş...
 Sonradan Müyesser abla anlattı o kediyi önceden görmüşler.

 Meğer kedi hamileymiş, kartoncu kadında yolda bulup evine getirmiş , gündüzde bahçeye salmış kedicik   ağrısı tuttuğu için sanırım    evin çatısına çıkmış ve düşüp ölmüş ...

  Müyesser abla kadına evden çık diyemiyor çünkü korkuyor, kapısının önünde küçük bir dut ağacı var çöpten bulduğunu tahmin ettiğimiz  bir kolu yırtılıp içinden elyafları çıkan kocaman bir palyaço bebeği ağaca  asmış ürkünç duruyor korku filmi gibi...

Çöpten ne bulsa   evine getiriyor daha sonra  ayırıp bir kısmını evinde bırakıyor bir kısmını da satıyor.  Üstü başı kedi tüyü içinde   tırnak araları,  ellerinin çatlak ve kesik yerlerine bile kıllar yapışmış...
 Tolgayla kavgamızın arasından on yedi gün geçti o gece beni eve bıraktıktan sonra hiç aramadı,nasılsa arar diye bende önemsemedim...

 Ev ,iş bizim bahçenin hatunlarıyla oyalanırken birden tolganın yokluğu bana karşı ilgisizliği zoruma gitmeye başladı. 
Ne yaparsam yapayım benden vazgeçmedi şimdiye kadar, vazgeçemeyeceğini düşündüğüm içindir belkide ona bu kadar asi çıkışlarım, sevilmek ,şımartılmak gibi duyguları onun sayesinde yaşadım bunuda inkar edemem şimdi...

  Hiç böyle uzun süre sessiz kalmazdı, bir kaç gün aramaz sonra başlardı aşkımlar canımlar...
 En uzun küslüğü dört gün olmuştu.Dün iş çıkışı Nevin'i gördüm Nevin'in  sevgilisiyle,Tolga aynı mahallede oturuyor   Tolga  Nevinin'in sevgilisine  ''ailem  bir kız buldu evleneceğim'' demiş,
'' hııı bende yedim o benden vazgeçemez'' dedim, güldü alaycı bir tavrı vardı sanki Nevin'in
 ''gül gül sen  paşa paşa gelip  yalvaracak, dizlerinde süründüreceğim onu''dedim 
 ''bir yerde çay içelimmi?'' dedi Nevin. 
''Yok  olmaz acelem var,başka zaman içeriz'' dedim aslında  işim yok ama bu gün çok itik geldi hareketleri sahte  sahte gülüşler gıcıkk...

 Sabah işe gitmek için hazırlanırken face'me göz gezdireyim dedim ne göreyim!

 Vazgeçemez diyordum!   neredeyse  dilimi yutacaktım Tolga, Seval  çiftinin dün nikahı varmış!
Nevin'i aradım hemen ,o da işe hazırlanıyormuş , ''gördünmü face'de Tolga nikahlanmış'' dedim ,
'' biliyorum dün  söyleyecektim ama cesaret edemedim ''dedi...
 Nikahlanmış. ingaaaaa
 yaa nasıl olur adam bana tapıyordu hemen telefon  ettim  telefonu açar açmaz   , evlenmişsin tebrikler dedim,
 sağol dedi kibar ve mesafeli bir sesle...

 Birden kan beynime çıktı yaa nasıl yaparsın bunu daha düne kadar benim için ölüyordun..
 ''Ekin bağırma bana istemiyorum dedin sen beni köpeğin mi sandın!''

 -ya ne alaka

'' Bilmiyorum ekin hanım düşünün bakalım, ben sana iyi bile dayanmışım evlendim ben rahatsız etme artık beni sana hayatında başarılar,''deyip suratıma kapadı...

 aa ben şokk adam  başkasını bulunca  bana uçan tekme attı iyi mi!

  Durmadım tabii ki bir kaç mesaj attım tolga bey efendiye, tabii biraz argo tamam ya fazla argo ve ondan tık yok dayanamayıp aradım telefonu kapamış...
  Bu bana yapılır mı ben ne yaptım ki?
 Günler geçtikçe tolga'nın  beni terk edip evlenmesini kabullendim mecburen, Oysa ki çok mutlu olabilirdik dedim  Nalan'a , gittiğimiz kahvaltı salonunda kahkahalarla güldü ''bi git kızım ya sen onu sevmiyordun ki , onun sana gösterdiği ilgiyi seviyordun gak diyordun hediye guk diyordun,gezmeler ,sinamalar...''

 Sesimi çıkarmadım güldüm geçtim ama aslında çok kötü hissediyorum.
Bir kaç gün bile sürmedi üzüntüm. Facede biriyle tanıştım, tabi o beni takma ismimle biliyor gece gündüz  yazışıyoruz aslında kafa biri polismiş aslında baştan inanmadım çünkü polis biri nasıl tanımadığı görmediği bir kıza her şeyini anlatır ki, çalıştığı karakolu söyedi...
 İstersem ziyaret edebilirmişim, iş çıkışı otobüse binip çalıştığı karakola gittim bana ismini yılmaz demişti ...
 danışmada adını sorup karşıdan bir bakarım diye düşündüm , danışma yılmaz adında biri olmadığını ancak Mehmet yılmaz diye bir polis olduğunu söyledi ve tamda bana karşı geliyordu, içim rahattı beni tanıyamaz resmim bile yoktu, sahte hesabımda.
 Yaklaştıkça ben şok, çok yakışıklı olduğunu fark ettim tabii parmağındaki yüzüğü de ,evliymiş... 








Yorumlar

  1. Tolga çok kolay vazgeçmedi mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı erkekler çok sever gibi görünüp
      başkasını bulunca çabuk vazgeçen tiplerdendir...

      Sil
  2. aslında tolga en doğru olanı yapmış.. çok bekletme bizi kuğum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bekletmem canım. Çabuk çabuk yazarım ;)
      Sevgiler...

      Sil
  3. SEVMİŞSE UĞRAŞSIN TOLGAYLA BİRAZ:))YA KARTONCU KATIN KORKUTUCU GÖNDERİN MAHALLEDEN ONU......KOCAMAN ÖPTÜM SEVGİLİ KUĞUM BENİMMM

    YanıtlaSil
  4. Muhteşem bir blogun var. Yazılar çok orjinal. Seni http://beautybeybi.blogspot.com.tr/ blog etkinliğinde iyikide görmüşüm ve takibe almışım. Banada bekliyorum mutlaka....

    www.beautybygizzy.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  5. Bir kedicik melek oldu:(

    Sanki karşılıklı olarak zayıfmış duyguları gerçek bir aşk yokmuş araların da bakalım bulacaklar mı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayırlısı ne ise o olur:)
      Sevgiler canım...

      Sil
  6. Başına bir iş açacak diye korkuyorum. İnternetten yazışmalarla uğraşıp, üstüne bir de görmek için gittiğine göre hala böylesine saf insanların olduğuna inandım.Dilerim tez zaman da aklını başına alır.
    Çöp toplayan Müyesser hanımdan nasıl bir öykü çıkacak merakla bekliyorum.
    Sevgiyle kal.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemde o kadar çok var ki ...
      İnternetten tanışıp evelenenler,gasp edilenler,saldırıya uğrayıp canından olanlar var ...
      Keyifli okumalar sevgiler.

      Sil
  7. kediye üzüldüm..
    kartoncu kadın pek şüphe uyandırıyor..
    ekin ilgi boşluğuna dayanamıyor, başına kötü bir şey gelmez inşallah..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru tespit bazı insanlar yalnızlığı sevmez...

      Sil
  8. Ekin gibi bende şok ,Hemen ne ara anlaştıda evlendi Seval'le..Gerçi Ekin sevmiyordu ama Tolga'nın ilgisine ve sevgisine alışmış o zor geldi..İnternetten tanışıp evlenen ,tanışmaya giden ,umduğunu bulamayan ,başına kötü şeyler gelen o kadar çok insan var ki Ekin tez zamanda doğru yolu bulur inşalah..Kalemine sağlık sevgiler kuğu'm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef canım internet sitelerinden tanışmak çok büyük cesaret işi bencede ...
      Segilerimle canım.

      Sil
  9. Merhabalar.

    Fındık kabuğunu doldurmayan basit bir tartışma sonrası Tolga'nın aniden evlilik kararı alıp evlenmesi çok ilginç.Bu kadar basit ve kolay olmamalıydı. Ardından Facebook'ta karşı tarafca yapılan bu davranış da hiç hoş değildi. Demek ki Facebook'ta herkesin iki ayrı hesabı var. Biri kirli emeller için kullanılan, diğeri de eş dost gönülleyen. Cenab-ı Hakk, bu tür insanları ıslah eylesin ve hidayet ihsan eylesin. Biz kimlere güveneceğiz? Kimlerin elinden tutacağız?..

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba hocam
      Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
      Gerçekten internette iyi insanlarda var ancak bize denk gelirim bilinmez muamma ...
      Selam ve dualarımla...

      Sil
  10. "ben hikaye yazarken kafamdaki insanlar balığa çıkardı" demiş ya şair,
    oradan dönmesinler, sen hep yaz

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .