Ana içeriğe atla

Kelebekler uyurken # 16#

Kelebekler uyurken 15. bölüm için tıkla
  Gözlerim, gözlerindir...

 Bu ayrılık bize yaradı  ellerinden bitişik ikizler gibi olduk  , Hiç kimse umrumuzda değil ne söylenen sözler ne tepkiler  bu hayat bizim birlikte geçirdiğimiz bir gün bile çok özel . Doktoruna tekrar gittik belki ileride göz nakli olabilirmiş ama  şu an için başka gelişme yok .
 Mademki  görme yetisini  kaybediyor   her an değerli bizim için. İstediğimiz gibi bir ev bulduk hem annemlere yakın,   ailesi söz verdiği gibi, bizim için evi aldı,  Sinan'ın ilerideki günlerde rahat edebilmesi,  her şeyi kolay bulabilmesi için özel dizayn ettirdik.

 Sinan için ailesi, küçükken  hayat sigortası yaptırmış bu ileride işimize çok yarayacak. Camlara, kapılara çocuk kilidi yaptırdık, prizlerden tuvalete, banyoya kadar  uğraştık,  Her gece evimizde sabahlıyoruz neredeyse  şimdilik tek fark bizimle annemler ve annesi ve kardeşleride yanımızda , gündüzleri yorgun yorgun işe gidiyorum ne zormuş evlenmek, yuva kurmak... 
 Babam,dayımlar pek onaylamasada her daim yanımızda maddi destek oldular Annemde manevi olarak  destek olmaya başladı, ilk başlardfa Sinan'dan nefret ediyordu. Sinan  ben işteyken bile gidip anneme yardım ediyor  bulaşıkları makinaya bile atmış  ''anne süpürge açayım demiş bir gün   anlatırken gülüyor annem kız baban tuhaf karşılar  böyle şeyleri bu oğlan deli kız''    dün gavur dediği oğlanın başını okşuyor  alem bu kadın...
 Sinan  düğüne az bir zaman kala  evde çalışabilmek için  kendine çalışma odası yaptırdı Seramiği çok sevdiği için  yıllarca kurs almış bu işe yönelecek evde   seramik heykel yapacak.
 Kına gecem evimizde oldu bütün arkadaşlarım geldi , kına vurulurken annem  iki defa fenalaştı ara verdik kıyamam  içim acıyor ama Sinan!ı çok seviyorum hem ağlar hem giderim ben...
 Kızlar bizde yattı  komşular gidince biz eğlenmeye devam ettik  gecenin geç saatlerine kadar  yatmadık , yattığımızda uzun bir süre yatakta fısıldaşıp , gülüştük ...
 Sabah erkenden kalktık düğün salonuna gitmeden önce, kızlar hepsi tek tek isimlerini yazdılar ayakkabılarımın altına.

 Düğün günüm geldiğinde  heyecandan  düğünümü anlayamadım bile  , Babam belime kuşağı takarken, tekbirler getirildi Sinan'ın anne, babası bile ağladı. Düğün salonuna girerken ayakkabımın topuğu kırıldı, takı savaşı vardı düğünde o kadar kalabalık ki, komşuların çoğu meraktan gelmiş, olsun takıya çıktılar...

 Buğulu gözlüm  nihayet artık gelini oldum. Düğünümüz çok güzel oldu  korktuğumuz kadar olmadı biz aileler arası  sorun yaşarız diye düşünüyorduk iki ailede kendi adetlerini yapmak istiyor haklı olarak evlatları evleniyor . Birde oynarken çocuklar gelinliğime basmasaydı daha güzel olacaktı.

 Neyseki ufak tefek sorunlarla  düğün bitti. Evimizde ilk yalnız gecemiz biz balayına gitmek istemedik evimiz,  bizim dünyamız...



Yorumlar

  1. Biz cikalim.kerevetine diyelim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çıkalım canımmm:)) Gökten düşen elmalarıda yiyelim hatta sen onlardan elmalı kurabiye yap:)))

      Sil
  2. Çok şey anlattın bana çok..Bilmem anladınmı beni..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın...

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıca...