Ana içeriğe atla

Gölgede açan çiçekler #8#





Gece   benim için kendimi ,hayatımı sorgulamakla geçti uykuya daldığım anda hep bebeklerimi özelliklede birini rüyamda görüyorum.

  Rüyamda iki odalı eski kerpiç bir ev görüyorum, odanın birinde küçük bir camsız pencere var oradan baktığımda bebeklerimden birini görüyorum bir erkek, tahminimce altı yada yedi yaşlarında bir kadın ona sarılıyor   ve bir erkek var camsız küçük pencereye yaklaşıp bunu tanıyormusun diyor.

Kafamı hayır anlamında sallıyorum,bu kadın Hz. Hatice(r.a)  oğlunu o bakıyor ve o bakacak bende Hz Ömer'im ve oğlunun adını ömer koyduk , kendimi birden  evin üstünde buluyorum ev altımda ama gömülü üstü bir sürü  kumla gömülü elinde bir  baston var ve bastonun ucuyla delik açıyor buraya ancak buradan girebilirsin ama nasıl nasıl diye feryat ediyorum, bana bir dua söylüyor '' buraya girmenin tek yolu bunu okuyacaksın''.

 Yataktan kalktığımda  gecenin bir yarısıydı  hemen Minel'in yanına gittim  uyuyor  öptüm  yanına uzandım, aklıma bilgisayar geldi hemen kalkıp bilgisayarı açtım.

 Rüyamda gördüğüm  ve hatırlayabildiğim bir kaç cümleyi yazdım  karşıma  Salih amel duası.

  Anlamını okuduğumda  yaşadıklarımın gerçekten bir imtihan olduğunu ve benim sabretmem gerektiğini anladım.

 Bunu başarabilecekmiyim bilmiyorum ama sabır. Aklıma geldikçe duayı okuyorum. İsmi Ömer miş  üzgünüm bebeğim çok üzgünüm.

 Neden bilmiyorum bir türlü diğer bebeğimi rüyamda göremiyorum.
 Erkan halen iş bulamadı akrabaları ve ablalarıyla bir sürü sorun yaşıyor  ve bu bize de yansıyor,  günlerdir gördüğüm rüyanın etkisiyle  yaşıyorum ,Aynur bunun benim için bir dürtülme olduğunu söylüyor   sabır ve duaya sarılmam en doğrusu...

 Sanırım hastalığımın ağır olması sebebiyle  bir çok rüya görmeye başladım   uyumaya korkuyorum   bu defa da  uykumda bir el görüyorum  avucunda bir parça var  kalk için çürümüş diyor.

  Korkuyla uyandım tekrar yattım aynı rüya korku filmi gibi  ''ama ben bir şey yapmadım kimseye bir şey yapmadım'' dediysem de  beni öyle sarsıyorki uyanmak zorunda kaldım  kalkıp su içmek için ışığı açtım yatağım kan gölü olmuş.

 Hastaneye gittiğimde   tabi ki bir ameliyat daha olmam gerektiği söylendi , artık neyimin olduğunu öğrenmek bile istemiyorum.  Bir hafta sonra hastaneden çıktığımızda Erkan  bana karşı artık çok acımasız dı  geçmiş olsuna gelen akraba komşulara  utanmasa sarılıp ağlayacak ,benim artık çocuğum olmayacakmış diye ...


 Beni her defasında rencide ediyor bu konuda  şükür bir tane var ve çok sağlıklı  her işte bir hayır vardır, benim çocuğum emin ellerde  bunu biliyorum en azından  burada  olsaydı  çok mutsuz olacaktı!

 Hastaneden çıkalı bir hafta oldu  ablası geçmiş olsun ziyaretine geldi ve Erkanla tartıştı bana  dediki kıma ama senin başına gelenlerin sebebi o Erkan hak ediyor bunları.

 Çok zoruma gitti ağladım saatlerce hak eden Erkan sa acıyı ben çekiyorum , ablası gidince komşuların  getirdiği  yemek tabağını masaya koyup yemeye  başladık, Erkan ablasına  öfkesini masadaki tabağı mutfak dolaplarına fırlatarak attı ve aç kaldık.

  Elimde değil  söylenmeye başladım elinin tersiyle yüzüme vurdu ''geberseydin'' diye
 ''çok istiyorsan ölürüm''
 dedim ''öl'' dedi

  Mineli yatırdım ona bir mektup yazdım sonra gidip abdest aldım bildiğim hatırladığım tüm duaları okudum   hazırladığım bütün ilaçları içip yattım.

 Sabah on gibi uyandım hiç bir şey olmamıştı üstelik gece yatarken çok başım ağrıyordu başımın ağrısı bile geçmiş.

  Erkan iş görüşmesi için evden çıkmış. 

Minel uyuyor mutfağa gidip tarım ilaçlarını aldım,  sonra ÜST kata çıktım  ev sahibim  ve gelini yazlıkta olduğu için apartman boş terasa çıkıp Erkana telefon ettim

'' ben şimdi neredeyim biliyormusun?''
 ''neredesin'' 
''terasta balkonun mermerinde oturuyorum''

 '' saçmalama Melek  in oradan'' hayır in oradan Minel'i düşün seni öyle  yerde görürse ne olur?'' 

gözümün önüne Minel geldi sanırım aklını bozar bir ömür boyu sorunlu bir insan olur belki oda aynı hataları yapar ben olmazsam.

 Aslında amacım Erkan'ın  benim ölümümle vicdan azabı çekmesi ama  ya Minel onun hiç bir suçu yok, kendimi terasın iç tarafına attım.

  Erkan eve gelip beni hastaneye götürmüş  acil doktorlarından biri beni tanımış o yüzden Erkanın işi kolay oldu  hiç polisle sorguyla uğraşmadı  intihar sebebimi   üst üste bu kadar ameliyat olmama bağladılar .

Tabi evimin içini bilemezler üç gün yoğun bakımda kalıp şükür yine  sağlam bir şekilde   ayağa kalktım kendime geldiğimde baş ucumda babamı gördüm  ''benimle gel seni kendi evimize götüreyim'' dedi 
''ya Minel?'' sustu ... 
                                                         N.K 
                                                                                                                                                                               bir gün kitap olacak:)
  



Yorumlar

  1. Canim yaa uyku uyumuyor hikayeni yaziyorsun..cook guzel olmus bu bolumde inan bana yazdiklarini biryerlere gondersen , toplasan kitap yapsan hh?? Sarildim kocaman:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten uyumadım canım ya daha Sevil'i yazarken söylemiştim ya yorumlarda ben bu hikayeyi yıllardır yazmayı planlıyordum ama başarabilirmiyim?
      düşüncelerimi doğru aktarabilirmiyim?

      ,ve insanlar anlatmak istediğimi anlarmı?
      diye düşünüp hep tereddüt ettim.

      teklif gelirse neden olmasın:))

      sevgilerimle sarıldım uzak diyardaki dostuma...

      Sil
  2. Aslına bakaran daha önce çocuğunu baba sına bırakn annelere kızardım
    daha sonra anladımki doğrusu bu
    zaman bunu gösterdi bana çok yakınımda buna benzer bir şey yaşadım bayan oğlu için tabiri caizse saçını süpürge yaptı yemedi yedirdi ama kim kıymetli oldu bilin bakalım babası çünki zamansız zamanlarda çıkıp zamansız şeyler aldı felan filan
    Tabi hikayemizde durum biraz farklı baba biraz daha piskopat
    İntihar konusuna gelince intihar affı mümkün büyük günahlardandır.intihar etmekle dünyevî sıkıntı ve problemlerini çözeceğini düşünen kişi, ahiret hayatında çok daha büyük sıkıntı ve felaketlerle karşılaşır. Hayat, en kötü şartlar altında bile güzeldir. Çünkü, ruh bedende kaldıkça Allah'tan ümit kesilmez. Her geceden sonra gündüz, her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Kulun Allah'a yönelmesi ve O'ndan yardım istemesi, sıkıntı ve problemlerin çözümünün başlangıç noktasını teşkil eder. Yüce yaratıcı umulmayan, beklenmeyen yer ve yönlerden kolaylıklar ihsan eder.
    Allaha emanet olun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnancı kırılan bir insanın her şeyi yapması mümkün ,kişinin güçlenebilmesi için aklını bir an önce toparlaması, nasıl ki elimiz ayağımız olmadan bir çok işi yapamazsak beynimiz, aklımız olmadan mantıklı düşünemez çok büyük hatalar yapabiliriz
      güzel fikirlerin ve düşüncelerin için teşekkür ederim canım .
      sevgilerimle.

      Sil
  3. ya Allah ya Muhammed ya Sabir ya Selamet

    diyorumya tikaniyorum yazamiyor düsünemiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende sana cevap bulamıyorum:)
      bu bir hikaye sakin ol:)
      üzülmeye devam edersen bu hikayeyi bırakıp pamuk prensesi yazacağım:)

      Sil
  4. İleride çok iyi bir yazar görüyorum ben..
    dostlukla..

    YanıtlaSil
  5. Siyah kuğum saçları deniz yıldızlı zarif kuğum keşke bir güç gelse yeter dese çocuğunu alıp, başını alıp çekip gitse. Çalışsa çabalasa yapayanlız hayatını çocuğu için yeniden kursa, keşke.. Ama hayat acımasız.. Helede bu kadar acı çekenlerin ayağa kalkması neredeyse imkansız. Ancak olmaz dememekde lazım. Hayırlısı..Sevgilerimle canımsın..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmkansız diye bir şey yoktur yağmur yüreklim.
      Ama bunlar çokta kolay şeyler değil ,
      sevgilerimle kocamann öptüm.

      Sil
  6. Merhabalar Siyah Kuğu,

    Kaleme aldığınız bu hayat hikayesinin blogger arkadaşlarınızla paylaştığınız her bölümüne bir başlık verseydiniz çok daha güzel olurdu. Bölümleri kısa tutmanız, sizin paylaşım konusunda uzman olduğunuzu gösteriyor. Uzmanlar, paylaşılan yazıların 150 kelimeyi geçmemesi halinde paylaşılan konunun okunurluğunu sağlayan çok önemli bir unsur olduğunu söylerler.

    Öyküleme (hikaye etme) tarzında kaleme aldığınız bu kısa anı paylaşımlarınızı çözebilmek için çok dikkatli ve birkaç kez okumak gerekiyor. Özellikle kahramanın rüyasını anlattığı pasajı defalarca okumak zorunda kaldım. Kişiler gördükleri rüyalarını birileri ile paylaşmak isterler ve paylaştıklarında da rahatlarlar. Gecelerin mesajı olarak da tanımlanan rüyaları yorumlama melekesini Cenab-ı Allah sadece peygamberlerinden Hz Yusuf aleyhisselama vermiştir. Teknik olarak rüya tabiri ve yorumu bölümüne girmeden, kahramanın gördüğü rüyaların, yaşadığı olayların müspet ya da menfi sonuçlarının bilinç altına yerleşmesi sonucu oluştuğunu söylemekle yetineceğim. Bir önceki bölümde de sağlıklı gitmeyen bir hamilelik sonucu kaybedilen ceninin yarattığı vicdan azabı ve suçluluk hissiyatı onun böyle rüyalar görmesine sebep olmaktadır diye düşünüyorum. Rüyada görülen Hz. Hatice ve Hz. Ömer şahsiyetleri ise tamamen dini öğretiler sonucu zihinde oluşan kimliklerden kaynaklanmaktadır. Ama bu rüyanın asla şeytani bir rüya olmayıp, tamamen rahmani bir rüya olduğunu söyleyebilirim.

    Rüyanın, sırrı henüz çözülemeyen ruhumuzla doğrudan ilintili bir olgu olduğunu konunun uzmanları söylemektedirler. Hazır ruh konusuna değinmişken ruh ile ilgili bilinenlerden biraz bahsetmek gerekir. "Ruh, bizi diğer canlılardan ayıran, insan olma özelliklerimizi içerisinde barındıran metafizik (fizik ötesi) bir enerji formudur. Ruh, insan bilincinin bir öğesidir. İnsan bilincini oluşturan diğer unsurlarla çift yönlü etkileşim halindedir. Ruh, fiziksel ortamdan elde ettiği bilgilerle metafizik bir hafıza olma özelliğinin yanında, sahip olduğu programı sayesinde fiziksel ortama müdahale edebilme özelliğine de sahiptir."

    Cenab-ı Allah cinleri ve insanları Kendine kulluk etsinler diye yarattığını Zariyat suresinin 56. ayetinde dile getirmiştir. Yaratılış gayemizi bilip bu gayeye de iman ettikten sonra nasıl bir insan olmamız gerektiğini burada uzun uzun açıklamama gerek yoktur.

    Hikayenin bir bölümünde eşiyle tartışan hikayenin kahramanı olan bayana eşinin elinin tersiyle tokat vurması da üzerinde durulması gereken önemli bir olaydır. Ne İslam'i öğreti de ne de genel ahlaki öğreti de kimse kimseye kaba güç, şiddet uygulayamaz ve buna da ne hakkı ve ne de hukuku vardır. Tabi burada eşine kaba güç uygulayan erkek eşi şiddetle kınıyorum.

    Olayın kahramanı, eşi tarafından devamlı itilen kakılan bir eş durumundadır. Kahramanın sağlık açısından yaşadığı sorunlar zaten ona yetmekte ve artmaktadır. Eşinin de ona yardımcı olmaması, ona anlayış gösterip, hoşgörülü davranmaması kahramanı tümden strese sokmakta ve ona yaşamı zehir etmektedir.

    Hal böyle olunca da içinde bulunduğu halet-i ruhiyesi ona tek çare bırakmış o da canına kıymaktır. Nitekim kahramanımız intihar etme teşebbüsünde de bulunmuştur. İntihar ederek eşine vicdan azabı çektirmeyi amaçlamaktadır ama ya kızı Minel ne olacaktır. Onun ne suçu var? Aslında eşini cezalandırmanın başka yolları vardır, fakat sağlıklı düşünemediği için bu konuda bir uzmandan yardım alması gerekmektedir.

    Sağ salim evine tekrar geldiğinde yatağının başucunda gördüğü babasının kızını yanına alma teklifine sıcak bakmış, kahraman da kızı Minel'in ne olacağını sorduğun da susan babanın Minel konusunda ki çekincelerini bilmediğimiz için bu konuda birşey söylemem mümkün değil.

    Her şeyden önce güzel bir şekilde kurgulanmış ve dramatize edilmiş bir hikayeydi. Kaleminiz ve yüreğiniz güçlü ve daim olsun.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam çok teşekkür ederim,
      İnsanlar çaresizken çareyi başkalarında ,sorunu da başkalarında ararlar, ayağa kalkmak zor da olsa imkansız değildir.
      güzel yorum için yüreğinize sağlık , ayrıca beni kırmadığınız için teşekkürler.
      sevgi,saygı ve dualarımla.

      Sil
    2. Hocam sözünüzü dinledim
      banada çok mantıklı geldi her bölüme bir isim vermeye karar verdim
      ilk bölümlere de en kısa zamanda isim vereceğim.
      Selam ve dualarımla.

      Sil
  7. canım benim öncelikle seni tebrik etmek istiyorum...
    böyle bir konuya deyindiğin için...
    umarım bazıları okurda ders alır ...
    yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım,
      umarım diyorum umarım,
      sevgilerimle.

      Sil
  8. sİYAH KUĞUM BİRÇOĞUMUZUN DUYGULARINI İÇİNDE BARINDIRIYOR RECEP BEYİN YAZDIKLARI..BEN TEKRAR FON RENGİNMİ DEĞİŞTİ BENİM AYARLARMI BOZUK DİYE GELMİŞTİM. ÖPTÜM GİDİYORUM..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım bende anlamadım biri çamaşır suyuna basmış bloğumu:))
      karanlıktan feraha çıktım :))
      bloğuma nur yağdı:)) bu gün hep bunları düşünerek gülümsedim :)))
      bir şeyler yaptım sanırım bir şekilde bozmuşum:)
      bende öptüm yağmur yüreklim.

      Sil
  9. Çok güzel gidiyor ama bizi çok üzüyorsun kahramanımızı biraz sevindiremezmisin.Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında bende mutlu etmek istiyorum, o zaman hikayenin amacına ulaşmış olmam ,
      sağol Mehtap sevgilerimle.

      Sil
  10. Bütün insanların özellikle kadınların (daha duygusalız çünkü)sık yaptığı bir hatayı daha yapıyor, rüyalardan medet umuyor, sabır ve duaya sarılıyor...yani bu bir sınavdır, ÇEK SABRET!!! Ne güzel!!!Bir yaratıcı var, insanlar yaratıyor, onların başına türlü türlü felaketler geliceğini biliyor bu yaratıcı sonra da bu felaketlere katlanması gerektiğini söyleyen bir elçi gönderiyor dünyaya...katlanın, sabredin öteki dünyada mükafatı var valla ben bundan bir şey anlamadım...

    Yorumum hikayeyle değil hikayedeki kadının düşüncelerinin felsefesi üzerine oldu:)))neyse zavallıcık böyle rüyalara göre hareket edip sabrederse adam gebertecek bunu!!!! Minel de anasız kalacak..aslında daha tez davranıp adamı gebertse diyorum ama bu durumda da hapse girecek ve Minel yine anasız kalacak...

    Bugün boşanmak isteyen karısını psikopat kocası kadın kılığına girip bıçaklaya bıçaklaya öldürdü...her gün bir, iki...kadın nüfusunda ciddi bir azalma olacak...ee idam cezasını kaldırdılar böyle oldu..

    Canım çok yazdım başını ağrıttım
    Bücürük ve ben öpüyoruz..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır annem çok değil yazdıkların aksine az bile amacım zaten kadınların gördüğü şiddete ,kadınlarında ne yapalım onunda suçu çekip gitseymiş demeleri.
      kocaman öptüm ...

      Sil
  11. canım cok güzeldi seni tebrik ediyorum nasılda güzel yazmışsın öyle içim titredi okurken

    YanıtlaSil
  12. Yaşanabilecek bir çok acıyı yaşadı,çocuğu için ölmekten vazgeçti,çok etkileyici bir yazı dizisi oldu.Bakalım,daha nelerle karşılaşacak Melek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım ,bazen anneler yaşamayı göze alırlar, msn sözü gibi oldu:)))

      Sil
  13. Bak bu rüyalar hoşuma gitti.Gizemli şeyleri severim.Hatta bir gece gelip kadın aynaya bakarken ölen çocukları görse yada pencerede dışarı bakarken bebeği görse yada yatağın altından sesler gelse.Neyse saçmalamaya başladım sanırım.Korku romanlarına biraz ara versem iyi olacak:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bende ileriki bölümlerde saçmalamış olabilirim:)) çok korku romanı okumamak gerek:))))

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .