YÜREĞİM KANIYOR
Erkan kazanacak pes etmemek için zor sabır ediyorum! İş yerine alışamadım insanlar çok kaba çevreme alışamadım .
Doğduğum ,büyüdüğüm yer olmasına rağmen bu köy bana çok yabancı yıllardır ziyarete bile bir ya da iki defa gelmiştim...
Herkes kendince akıl veriyor gitmemin en doğrusu olacağını söylüyor. Babamlar benimle konuşmuyor.
Erkan Minel'in bisikletini yollamış tatildeyiz ya!
Minel ve ben sofrada fazlalık olduğumuzu hissedebiliyoruz, Bir kaç günlüğüne anneanneme gitme kararı aldım.
Anneannem buna çok sevindi, zaten yatalak ona yardımcı olurum diye yüzünde güller açtı kendi evinde kalamıyor.
Anneannem Şehirde büyük dayımın yanında kalıyor ,dayımın eşi Aysel yengem konuşkan bir kadın hayatta hiç bir şeyi umursamaz.
Bütün ev işlerini dayım yapar, dayım emekli olmasına rağmen ek işlerde çalışır, gitmesine gittik ama gece bir farkedeyim ki paralarımı köyde unutmuşum.
Dayım '' bir kaç gün köye gitme ben veririm para'' dedi
''ben en iyisi yarın iş sonrası gidip alayım dayı'' dedim
''tamam'' dedi iş çıkışı köye gittim.
Babam ''anneannen de kalamazsın Minel'i de al köye gel''
dedi
'' hayır kalacağım, üstüme gelirseniz Şehir de ev tutarım''
'' öylem''i dedi ve bana bir tokat attı ardından bir kaç tane daha ve ağabeyime seslendi
''Ara Erkanı hemen gelip alıyor bunlarla uğraşamam''
Ben ''öylemi gitmiyorum'' kaç tokat vurdu bilmiyorum babamı ittim, annem kalp hastası kalbini tuttu ona kıyamıyorum ama ben geri dön me ye ce ğimm...
Babam odamın kapısını kilitledi
bu güne kadar rezillik çıkmasın diye bir defa bile baba evine gelmedim.
Bunu onlar istedi 155 Polis'i aradım
köylere
Jandarma bakıyormuş 156 jandarmaya yönlendirdiler derdimi anlattım adresi verdim sadece beş dakika da geldiler.
Gelirken muhtarı da almışlar babam jandarmayı görünce odamın kapısını açtı Babamın savunması ''Komutanım çok iyi bir eşi var
haber vermeden alıp başını gelmiş kızınıda yok etti!
yaşadığından emin değiliz'' ağzım açık kaldı babamdan yediğim en büyük darbe...
Bir insan evladına böyle iftiralar atarmı kendini kurtarmak için bile olsa...
Komutan dı her halde yetkili olduğunu ve ünüformasındaki yıldızları görüyorum da güvenim artıyor
'' Kızınız nerede?''
''dayısında''
Babama bakıp ''dayısı varmı?''
'' evet var komutanım''
''dayısının telefon numarasını verin''
babam cebinden çıkardığı kağıtlara bakıp bir tanesini görevliye verdi , görevli telefon numarasını çevirdi sesliye alıp önce kendini tanıttı, daha sonra isim sordu.
Dayım adını soyadını söyledi, dayıma '' şu an evinizde olan herkesin ismini verebilirmisiniz?'' dedi dayım herkesi sırayla söyledi ''bir de evimde ablamın torunu var annesi köye gitti'' dedi görevli adını sordu ''adı Minel telefona çağırayımmı?'' diye sordu dayım görevli ''hayır'' dedi.
Telefonu kapadı, babama döndü ''ee dayı çocuk orada amacın ne söyle bakalım bak şimdi ben tutanak tutmak zorundayım sen bu kıza zarar vermişsin aile içi şiddet altı aydan başlar ne diyorsun''
Babam sustu
''özür dilerim komutanım ben eşiyle barışsın diye böyle yaptım dayı benden değil kızından özür dile, yakışıyormu sana hiç! bir de iftira atıyorsun utanmıyormusun?''
'' babam durmadan özür diliyor kendini acındırıyor. Görevli bana dönüp'' şikayetçimisin?'' dedi ''ben şikayetçi olmayacağım ama beni alıp bu köyden çıkarırmısınız ?burada kalamam sabaha kadar'' dedim.
Tamam topla bütün eşyalarını. zaten fazla eşyamız yok hepsini aldım bir tek Minel'in bisikletini unuttum yolda aklıma geldi. Sanki çok ta lazım, insan zaten morali bozukken saçma sapan şeyleri kafasına takıyor.
Görevli dayımı arayıp adresi istedi, dayım adresi verdi.
Yarım saat içinde oraya vardık bana ''ihtiyacınız olduğu her an arayabilirsiniz dedi, şikayet etmeye karar verirseniz sabah en yakın hastaneden rapor alıp bize başvurun'' dedi.
Dayımlar araçtan eşyalarımı alırken Minel'le göz göze geldik ağlamaya başladı ''biliyordum, biliyordum anne istemediler bizi değilmi?''
Aysel yengem söylememiş ona ama akşam yemek yememiş ''anneme şimdi köyde kimbilir neler yapıyorlardır'' demiş hep yavurumun içine doğmuş.
Aysel ve zühre yengem iki elti ve alt katta Zühre yengem, üst katta Aysel yengem kalıyor anneannem Aysel yengemin yanında kalıyor,yapacak bir şey yok bir süreliğine Aysel yengemlerin yanında kalacağız en basitinden küçükte olsa bir ev kiralayabiliriz belki.
Nadide yi telefonla arayıp ağlamaya başladım, başıma gelenleri anlattıkça telefonun karşısında o da ağlıyor. Dayanamadı ilk otobüse bindiği gibi yanıma geldi. Arkadaşım bir göz yaşıma 350kilometre yol geliyor ailemin ise yaptığına bak!
Nadide de prim paralarım vardı az da olsa onları da verdi bana onu öyle çok özlemişim Nadide ve Hilal desteklerini hiç üzerimden eksik etmiyorlar ,iyi ki varlar...
kalacak yer olmadığından akşam üstü döndü benim bile kalacak yerim yok ki onu nerede misafir edeyim!
bir gün kitap olacak:)
hayırlı sabahlar
YanıtlaSilakıcılık yine devam ediyor.
bunu yayınlama istersen son paragraf biraz kafamı karıştırdı.
YanıtlaSilnadide ne zaman geldi para verdi
daha doğrusu dayının şehri ile oturdukları şehir aynımıydı
Günaydın hayırlı sabahlar
SilSorun değil:) ben böyle yorumları çok seviyorum atladıklarımı görmen, bu beni çok dikkatli okumandan kaynaklanıyor.
Yazıyı bitirmek için acele ettiğimden oldu düzelttim umarım daha anlaşılır olmuştur:))
Şimdi tamam olmuş işte
Silyinede kusuruma bakma olurmu
bu hikaye artık bizimde hikayemiz olduğu için :)
çok güzel olsun istiyoruz
Ne kusuru aksine seviniyorum,
Silevett bizim hikayemiz:))
teşekkür ederim sevgilerimle.
Akip gidiyor okurken ,,sonra bir bakiyorum arkasi yarin:)) Olmuyor :))Bu arada birsey dikkatimi cekti bu hikayeleri sabaha karsi saat 4 civarinda yayinliyorsun??(Burasi ile orasi 7 saat farkli..ben henuz uyumadim ama senin cooook tan uyumus olman lazim olan bir saat?? Uykumu tutmuy0r yoksam gece calisiyorsunda arada isten kaytarip hikayelerini mi yayinliyorsun iki arad 1 derede :)) merakla bekliyoruz diye..iyide ediyorsun.. sarildim kocaman..
YanıtlaSilNasılda dikkat ediyorsun:))
Sildoğrusunu istersen şunu itiraf edeyim ki bu hafta çok yoğun bir iş tempom var 12 ila 16 saat çalıştım kaytarıcak gibi bir işim yok, iş yerinde kameralar var:)
) Eve gelip yazıyorum , akıcılığı kaybetmek istemiyorum ara verince hem ben hem de okuyanın soğuyacağını düşünüyorum. Biraz zorlanıyorum yazmak istediklerimi tam anlatamamaya başladım ki şükür pazar tatili geldi:))
bende sarıldım en şımarığından:))
Offff valla bu kadıncağızın çektikleri anasından emdiği süt burnundan geldi:((babaya bak babaya olmaz olsun öyle baba!! Bu kızcağız orada,burada ne yenge, ne anneanne, ne dayı en iyisi başka bir yere gitsin gönlümden bu geçiyor..izini kaybettirsin...kimseler bulamasın kız kaç güney kutbuna diyesim var:))
YanıtlaSilcanım öpüyorum kocaman
duyurunu aldım:)en kısa zamanda Bücürük'ün resmini koyacağım şöyle güzel, ilginç bir poz bekliyorum:))
İlahi annem :))
Silparası yok ne yapsın kızcağız:)
kendimden utanıyorum:))
çok süründürdüm farkındayım fakat henü yüzünü güldürmeye niyetim yok ne yapsam hayat kadar acımasız olamam.
Bücürük güzel bir poz ver de ablan da görsün:))
kocamannn öptüm
bende aynısını düşünüyoruuuuuuuuuuuuuum
Siluzaklara çok uzaklara gitsiiiiiiiin
insanın özellikle bir bayanın ailesinden aldığı destek moral olarak çok önemli, yukarıdaki baba örnekleri de oldukça fazla, kendi öz evladını üzerinde yük görmesi bir yana iftira edip, tokatlamasıda cabası..cehalet çirkeflik bencillik karaktersizlik belki bu cümlelerin bir bütünü insanlarımız ahh insanlar..kimileri hayatı zehir eder kalanlarıda yük hafiflesin diye dost elini uzatır..meleğin işi zor direnebilecekmi görelim bakalım muhteşem yazarımız neler gösterecek bizlere :)
YanıtlaSilCanım benim gözlemlerime dayanarak yazıyorum, biri çıkıp bana hani nerede böyle baba dese parmağımı ne yöne çevirsem mutlaka böyle bir baba ,ağabey yada eşe rastlayacak. kadınlarımız cesur değil ,her şeyden önce zor geliyor, amann bağırır bağırır susar mantığı var.
SilDirenen kadın çok az.
İltifatın için teşekkür ederim o senin muhteşemliğin:)))
bu arada hep çilekli pasta sözü var ama pasta hiç yok:(
en tazesinden en güzelinden en büyüğünden sana kocamaaaan çieklleri olan bir pasta gönderiyorum üzerindeki mumları üflemeyi unutmaa :) severim seni :)) hiç unuturmuyum..imza gününü bekliyorum :) inşallahh..
SilKeske evlatlarına sahip çıkmayanlar sadece cahil olanlar olsa ben nice okumuş insanları biliyorum kızının şiddet gördüğünü hatta aldatildigini bildigi halde döneceksen çocuğunu bırakma gel diyenleri biliyorum hayatın icinden bir hikaye kaleminize saglik...
SilANTPASTA
Silmalesef çıkmayanlar da var çocuklarını bırakıp mecburdum diye bir şey pek te doğru değil o zaman çocuğu değil sadece kendini kurtarmış oluyor.
Çocuk ise gelecek nesillere sorunlu bir birey olarak devam ediyor.
teşekkürler...
Katılıyorum tamamıyla ...evlat bu insan kan kusar kızıllık şerbeti icer ama evladını bırakamaz tabi gercek anne yada babaysa
SilMerhabalar,
YanıtlaSilSiz bu hikayeyi öyle güzel kaleme almışınız ki, sanki bu hikayede anlatılan olayın kahramanı sizmiş gibi anlatıyorsunuz.
Evet, Melek güz mevsiminin sararan yaprakları gibi ordan oraya savrulup duruyor. Hayırlısı bakalım. Baba evi olmadı, biraz da burada dayı evinde kalsın, belki Cenab-ı Allah ona acır da bir şeylerin doğru gitmesini sağlar. O'ndan ümit kesilmez, yeter ki sabretmesini bilelim.
Selam ve dualarımla.
Merhabalar
YanıtlaSilTeşekkür ederim, tarzım bu yaşıyormuş gibi yazmayı seviyorum
belki de Melek benim:)))
Erkan bekliyor onu nasıl olsa tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanı misali...
geri döndüğünde onu çok kötü günler bekliyor olabilir.
Selam ve dularımla.
Hello, it´s my first time here, great blog, I helped myself with google translator, I think I get it.
YanıtlaSilI'll follow you.
Cheers from Argentina.
HD
Hoşgeldiniz:)
SilMerhaba,blogunu ilk açtığımda profilini okumadan postunu okumaya başladım.Aman Allah'ım dedim neler oluyor,ne anlatıyor Siyah Kuğu!O kadar gerçekti ki!Neyseki hikayeymiş,tebrik ederim;şimdi ben de merak ettim ne yapacaklar diye:))Çok güzel bir blog,çok iyi bir fikir;paylaşarak kitap yazmak!
YanıtlaSilMerhaba
SilHoşgeldin
:) Bu benim yazım tarzımdan kaynaklanıyor.
Teşekkür ederim
sevgilerimle.
KUĞUM SİYAH KUĞUM; Bu gün kederliyim beterim bugün
YanıtlaSilSesime ses deüse çığlık oluyor
Üşüyor toprak taşlar üşüyor
Vuslatı yakın eden yollar üşüyor
Yumma gözlerini uyma bu gün
Bütün gölgeler akşam oluyor
Üşüyor yaprak dallar üşüyor
İçimde kış gibi bir mevsim üşüyor
Oysa ben senden neler neler isterdim
Seni sevdalarda boğmak isterdim
Sabahlar isterdim asi ve mavi
Büyüsün isterdim ışığın rengi
Ama gel gör ki kötüyüm bu gün
Sesime ses değse çığlık oluyor
Üşüyor toprak taşlar üşüyor
Vuslatı yakın eden yollar üşüyor..
Tamda Melek ve Minel'e söylemek istediğim sözler bunlar.. Işık belki Meleğin hayatı ile Vuslat'a erecek belki bu hikaye karatoprakta bitecek.. AMA GEL GÖR Kİ KÖTÜYÜM BU GÜN:((
Sizinleyim MELEK; MİNEL; AYŞE; FATMA; LEYLA ve daha niceleri..
Ahh yağmur yüreklim ben sana boşuna yağmur yürekli demiyorum ki...
Silcanımsın...
Sanırım burada da kalamayacak,artık yüzü gülsün ne olur..Sevgiler Kuğum,öpüyorum:)
YanıtlaSilYüzü gülmeli bence de bir insanın da dayanma gücü bir yere kadardır...
Silsevgilerimle öptüm Birincim...
tüm bölümleri okuyor ama yazacak birşey bulamıyordum
YanıtlaSiltüm erkanlardan nefret ettim
bu bölüme çok üzüldüm yalnız özellikle Minel e
annesi için yemek yiyemediğini okuduğumda gözyaşlarıma engel olamadım
en azından onun yüzü gülsün
Okuduğunu bilmek güzel Sevil'i de hiç yalnız bırakmamıştın:)
YanıtlaSilFarkettiysen Melek kendini, düşünmüyor onun derdi Minel.
aslında Meleğin ya da Minelin!
sonunu kaç kişi tahmin ediyor merak ediyorum.
Sevilin hikayesini okumak eğlenceliydi merakla bekliyordum her yazını
SilMeleğin hikayesini de acaba bu kez neler yaşadılar diye korka korka okuyorum çok güzel yazıyorsun kalemine sağlık
sonunu aslında pek tahmin edemiyorum
ama asla Erkana geri dönmemeli diye düşünüyorum
ve hiç evlenmemeli
Minel okuyup meslek sahibi olup annesine sahip çıkmalı
sanki böyle olacak gibi geliyor bana ama senin işin belli olmaz:) belki o akrabayla evlenir Melek:)
:)) bende kendimden korkuyorum:))
Silaslında hikayenin sonu belli:)) ama söylememm:))
Sevil insanın içini ferahlatıyordu
Melek karartıyor:(
içimi karartsa da merak ediyorum doğrusu. özellikle bölümler biraz biriksin diye okumamıştım. Peş peşe okumak çok daha hoşuma gidiyor. yüreğine sağlık canım.geriden takip etsem de her bir bölümü heyecanla okuyorum...
YanıtlaSilSağol canım, henüz hikayeyi yeni okumaya başlayanlar da var
Sileminim yıllar sonra rast gelip te okumaya başlayacak da vardır):) o yüzden geç kalmış sayılmazsın.
Bir de ailesinden darbe aldı.Babası dövdü.Önüne gelen dövüyor ne cehalet ya.Neyseki arkadaşları ziyarete geliyor.Eh biraz da olsa iyi bir olay bu.
YanıtlaSil