Annem çok güzel bir kadındı,babamda ona keza çok yakışıklı.Zamanında ikisininde farklı sevgilileri varmış .
Annem kapı komşularının oğluna aşıkmış,hemde öyle böyle değil ,gece yarılarına kadar kapı önlerinde otururlarmış, hiç olmayacak çocuklarının hayalini kurup, sohbet ederlermiş.Çocukluk aşkları anneannemin ''eğer sizin kızı da bizim oğlana vermezseniz olmaz''demesiyle ,büyük bir aile savaşına dönmüş ve çıkmazlara girmiş büyük aşk , annem ben annemin sözünden çıkmam demesiyle imkansız olmuş...
Babam da köyde güzeller güzeli kapı komşusu Zeynebe aşıkmış , ninem o zamanlar köyde her evde çeşme olmadığı için köy çeşmesinde su doldururken Zeynebin annesine ''senin kızın beni oğluma bu su gibi akıyor'' deyince , Zeynebin annesi , Zeynebi apar topar başka köye gelin vermiş,babamın payınada Zeynebin düğününde kendi evinin bahçesinde pikabı ağaca asıp ''cezvenin sapı sarı aldılar elimden yarı ağlarım zarı zarı''yı dinlemek düşmüş...
Babam o günden sonra hayatı boşlamış sevememiş kimseyi ta ki annemin onun çalıştığı fabrikaya girmesine kadar.
Tanışmışlar ve ailelerine zamanında yapamadıkları dayatmayı , evlilikleri konusunda yapmışlar.
Amca ve halamın almanyada olmasından dolayı belki babamı da yanlarına alırlar diye annanem razı gelmiş bu evliliğe, dedem altı çocuğa ekmek parası getireceğim diye çalışmaktan evdeki dönen olaylardan bi haber.
Anne ve babamın düğününde Hasan düğüne gelip anneme defalarca yalvarmasına rağmen annem , Anneannemi üzmemek adına kaderine bir çizik atmamış...
İlk günlerde mutlu olsalarda sonraları cicim ayları bitmiş.Annem şehirden köye gelmenin ezikliği altında birde kötü kayınvalide sayesinde ezildikçe ezilmiş,babamsa kendine başka küçük dünyalar kurmuş.
Aklım ermeye başladığında odamın penceresinin altındaki alkol şişeleri beni rahatsız etmeye başlamıştı.
Babam hayatını içki sofralarında meze olarak harcarken,annemde küçücük dünyasında kayboluvermiş ve kendini aramayıda aklına hiç getirmemiş....
Babam yer ,içer , gezer; annemse tarla, bahçe , hayvan derken, hayallerini hangi fidenin altına gömdüğünü unutmuş....
Çocukluğum bamya tarlalarında geçti, annem sabahın beşinde kalkar kardeşim bebek olduğundan nineme bırakır beni yanına aldığı gibi soluğu bamya tarlasında alırdı.Tarla uzaktı yürüyerek giderdik,ben sopamı at yapardım atımla gittiğimden fazla yorulmazdım, bamya tarlalarını hiç sevmezdim,bamyayı da..Çünkü kazarken hep kaşındırırdı beni,birde toplarken ellerimize çorap geçirirdik yinede ellerimiz yemyeşil olurdu...
Bamya tarlası ve domates , patlıcan bahçelerinde ne oyuncaklarım olabilirdi ki...
Oyuncaklarım patlıcana dört çubuk takıp mor inekler yapmaktı aa yoksa milka yı ben mi icat ettim...
Annelerin yaşayamadığı hayalleri vardır, kendileri başaramazsa kızlarının yaşaması için ümit ederler.
Yarınlar için hayaller kurarlar, ya annenizin hiç hayali yoksa!
Doğduğum köyde annemin yarınlar için hayaller kurmaya hiç fırsatı olmamıştı, belkide başlarda vardı sonraları hayallerini bir yerlerde kaybetmiş bir annenin kızıydım...
Ağabeyim ve kardeşimin yükü ağır gelmiş olacak ki beni dört yaşlarındayken dedem öldüğü için yalnız kalmasın diye nineme hibe etmişler.
Ninem daha doğduğumda beni alacağını biliyormuş sanki adımı bile o koymuş kimseyi karıştırmamış Melek, melekler gibi olsun demiş melekler kadar güzel melekler kadar erişilmez melekler kadar iyi kalpli....
Çok ta uzak değildi evlerimiz fakat ben , beni doğuranı değil büyüteni anne biliyordum, kızkardeşimle sizin ev bizim ev muhabbeti yapardık.
Annem ve ninemin hiç yıldızı barışmamıştı , hiçte barışmayacaktı, biz bu hengamede kendimize yol bulmaya çalışan küçük karıncalar gibiydik...
Annem ve ninemin kavgaları zaten eve bağlı olmayan babamı evden daha da uzaklaştırdı Bizim evde günde en az on defa sofra kurulur herkes tek yemek yerdi, kimse kimsenin umrunda değildi..
Sonraları kendimi avutmak için dikiş kursuna başladım.14 yaşında fabrikada çalışmaya başladım.kimseye söyleme gereği duymadan yazılmıştım fabrikaya.
Ev , aile diye bir şey yoktu ki..
Küçük bir sorun vardı yaşım tutmuyordu oda kolaydı babamı ikna ettim ve yaşımı büyüttük, zaten ben doğduğumda büyüktüm!
Çalışırken Erkanla tanıştım iyi arkadaştık o benden sekiz yaş büyüktü, yakışıklıydı bir sürü kızla çıkardı bende ufaklık olarak ona mektup taşırdım.
Ve her şey ağabeyim askerde olduğu için babamın da varla yokluğu belli olmadığı için evin yükünün üstüme binmesiyle,boşluğa düşmemle başlamıştı.
Erkanla dertleşirdik ona bizim evin halini anlatırdım , ''evlensene benimle dedi o zaman her şey farklı olur dedi''.
16 yaşına gelmiştim ama yüküm çok büyüktü ve bir ailem olur bir yuvam olur diye düşünerek Erkana evet dedim . Ne acıdır ki Çocuk olduğumun farkında bile değildim!
Her zamanki gibi kimseye sormaya gerek bile duymadım ne de olsa ben büyüktüm, hiç çocuk olmamıştım patlıcanlara çubuk takmak dışında...
İnek hasta olduğu için annemler düğünüme bile gelmemişti...
İnek kadar değerim yoktu ,Erkan'ı çok seviyorum hepte sevceğim diye düşünürken çok erken konuşmuşum.
Daha ilk aylarda Erkan sebebini anlamadığım bir tokat atmıştı bile bana,bunun ilk olmayacağını ilerki zamanlarda daha iyi anlayacaktım.
Kayınvalidem beş bilezik için boğazımı kesmeye kalkmıştı,apar topar sadece üstümdeki eşyalarla o evden çıktım.
Erkan evde yoktu eve geldiğinde benide alıp İstanbula yola çıktık ve hayatımın karmaşık günlerinin başladığını,evsiz işsiz ablalarının evinde göçebe gibi yaşarken çok iyi sindirecektim.
Büyük görümcemin çatı katında dört oda vardı birinde yaşlı kaynatası, birinde öğrenci,birinde kullanılmayan eşyalar,birinde de biz yaşamaya başlamıştık.Çalışıp ev tutana kadar ve kime ve neye sinirlense öfkesini bende boşaltacak, bol bol tokatlar tekmeler yiyecektim ve ben bunları kimselere diyemeyecektim, hatta başım gözüm o kadar çok yarılacak o kadar çok hastanelik olmuştum ki adım sakara çıkmıştı.
Hep olmadık kazalar beni buluyordu , gün gelip çaydanlıklardan sular dökülüyor ,gün gelip kolum catlayacaktı, gün gelecek burnum kırılacaktı ve bunları hep benim sakarlığım yüzünden olacaktı!
En yakın dostum sigaram fakat Erkan içmemi istemiyor hatta bir kaç defa ağzımı sigarayla yaktı fakat bende inat içeceğim işte...
Evliliğimizin yedinci ayında hamile olduğumu öğrendiğimde çok sevindim fakat erkan o kadarda sevinmedi bu bebeği aldıralım deyince doktor aramaya başladık fakat ısrarlarıma dayanamayınca birazda ablasının yardımıyla bebeğin doğmasına izin verdi hayatımdaki en güzel şey olacaktı.
Gördüğüm şiddet için ilk başlarda hep kendimi suçluyordum, eksiklerimi arıyor , buluyor ve kendimi yetiştirmeye çalışıyordum bu konuda en büyük yardımcım kitaplardı.
Bebeğimi kucağıma aldığımda her şey değişmişti,kendimden çok kızım için yaşıyordum.Karar vermiştim ben annem gibi olmayacaktım.
Erkanın aşırı sinirlenmeleri tepkileri bana normal gelmiyordu,baş ağrısı için gittiği doktor ona şizofren teşhisi koymuş aa yuppi şizofren bir kocam var beni hangi gece nerede kesecek diye düşünmeme gerek yok kaçınılmaz son.
Evlilik hayatımda yediğim tokadın tekmenin hesabı olmayacak ve bunu annem , babam , ninem , kızkardeşim kısacası herkes bilecek ama kol kırılır yen içinde kalır diyecekti....
İlk vurduğu zamanlarda vicdan azabı duyardı tabi zamanla arsızlaştı,artık dövmek onun için normal bir şey.
Beni hayata bağlayan tek şeyse kızım Minel...
N.K
bunlar gerçek mi?!!!
YanıtlaSilçok üzüldüm okurken...
bebekken nineye verilme hikayesi benim hikayemde de vardır :(
çok güçlü bir kalemin var ablam
sevgiyle öpüyorum seni...
Hayatta ne gerçek ne yalan bilemeyiz değil mi?
SilFigen abla nine annenin yerini hiç bir zaman tutamaz değil mi? istediği kadar iyi davransın.
İlgin için çok teşekkür ederim, sevgilerimle öptüm.
Canim cok guzel kurgulamissin. devamini bekliyorum sabirsizlikla.sevgiler
YanıtlaSilSağol Mehtap,
Silcanım beğenmene sevindim,
sevgilerimle.
Yazık:(((anneleri mutsuz olan kızlar niye aynı yazgıyı yaşıyorlar? Sanki bir kısır döngü gibi anne mutsuz, anne dayak yiyor, kızı da benzer bir hayat sürüyor!:((şizofren kocası olan öyle çok kadın tanıyorum ki:(((yazık sineye çekiyorlar sonunda ya adam kadını gebertiyor, ya kadın adamı..:((eline sağlık güzel kızım...
YanıtlaSilEvet annem , annelerinin kaderlerini yaşıyorlar, yada şöyle söyliyeyim gördüğü bildiği şeyi yapıyor...
Silkader , evladımın hatırı na diyorlar,
böyle diyerek çocuklarını daha kötü bir gelecek bekliyor farkında değiller.
kocamannn öptüm
Yine çok hüzünlü,çok düşündürücü vede okumaktan zevk aldığım bir yazı olmuş..Ellerine yüreğine sağlık Siyahkuğu'm:)
YanıtlaSilSağol canım,
Silamacım düşündürmek ve
böyle insanlarla karşılaştığımızda acımakatan fazlasının yapılması.
Yaşanmış gerçek hayat hikayeleri bunlar..
YanıtlaSilEtkiyelici ve bir o kadar da düşündürücü bir yazı olmuş..
Kalemine sağlık canım..
Tabiki yaşanmasa ben nasıl yazarım ,her satırı empati kurarak okuyunca insan daha bir farklı düşünüyor.
Silsağol canım.
ne yazıkki kadınlarımız çocukları için katlanıyor kocalarına :((
YanıtlaSilama ben tasvip etmiyorum...
kimse kimseye katlanmak zorunda değil...
canım kalemine sağlık....
sevgiler...
Tabiki herkesin düşüncesine saygı duymak lazım şirinem iç dünyalarını bilemeyiz.
Silsevgilerimle.
tabiki doğru söylüyorsun canım...
Silher evin derdi başka çok başka...
sanırım yaşamdan anlayamıyoruz :((
sevgiler...
Kızlar annelerinin kaderini yaşarlar mı gerçekten :(
YanıtlaSilYaşamasınlar :(
Biliyormusun kuzum hikaye bunun üzerine kurulu , kızlar ve anneleri, değişmez denilen kaderleri:(
SilBurada yazılanlara biz üzülürken bu hayatı her anıyla yaşayanlar var bir de
YanıtlaSilOnlar ne yapsın..
Ya yaşayanlar susup içine atıyordur herhalde, böyle kadınlar güçsüzde görünse çok gururludurlar.
SilOkurken cok uzaklara gıttım.. yasananlar cok kotu fakat nedense acaip sıcak bı his uyandırdı içimde..
YanıtlaSilTanıdık gelmiş olabilir çünkü hepimizin yakınlarında bir Melek var.
SilÇok etkileyici maalesef bu hikayelerin gerçekleri ülkemizde o kadar çok yaşanıyorki.Umudumuz bu hikayelerin sadece hikaye olarak kalması.Ellerine sağlık yine çok güzel..
YanıtlaSilBenimde tek umudum böyle olayların sadece hikayelerde kalması,
Silçok teşekkürler...
Çok üzücü çok siyah kuğum.. bakalım neler olacak içimiz daha nasıl sızlayacak..
YanıtlaSilSağol yağmur yüreklim, bilemiyorum, zamanla göreceğiz.
SilÇok içim acıyarak okudum. Çok gerçek çünkü :( Ellerine sağlık.
YanıtlaSilSağol, hepimizin hayatında çevresinde bir sürü Melek'ler var malesef!
SilCanım gayet güzel gidiyor.Yalnız hala hikaye modunda okuyamıyorum güzel kuğum çok etkileniyorum nedense.
YanıtlaSilBir önceki yorumun dada çok önemli bir şeye değinmiş sin o saçma sapan dizide (ALEMİN KRALI)bu ne saçmalıktır rütük dedikleri şey nerededir yada kadın hakları diyenler,kadına şiddete son diyenler nerededir ben anlamıyorum.
Canım kalemine sağlık
Evet çok saçma geliyor ,eğlenceli bir şeymiş gibi yansıtılması.
Silbirinin canın yanmasına gözünün, kaşının yarılmasına gülenlere de bu tür programları izleyerek reyting yaptıranları da anlamıyorum.
Canım etkilnmen gayet doğal insanız, bende yazarken en az sen kadar etkileniyorum emin olabilirsin.
sevgilerimle.
Kugum guzel konu yakalamissin ama bu tur olaylar sadece ulkemizde degil tum dunyada oluyor kimi ulkelerde kadinlar daha ozgur daha direncli, kendileri ile ilgili birseyler yapmaya calisip ayaklarini ustunde durmaya calisiyorlar..ama yeteri kadar degil..Cok uzucu bir durum, kadinlarimizin dovulmesi kadar birde cocuklarimiz var dovulen , taciz edilen..keske birseyler yapilabilse, beyinler duzeltilebilse, midesi bulaniyor insanin,sagol canim..yazdiklarin icin..optum kocaman..
YanıtlaSilAnadolu bahtsız gelinlerin türküleriyle dolu..
YanıtlaSilBu hikayeyede bir türkü yakılır ..
Sadece doğu , batı olarak bakmamak lazım,
Silşiddet malesef her yerde yaşanıyor.
Kalemine sağlık canım ,takip ediyorum yeni hikayeni.Ne kadar gerçek okurken içim acıyor,melekler çok hayatımızda..
YanıtlaSilSağol canım,
SilHayatımızda haklısın o kadar çok Melekler var ki
en acısıda insanın elinden bir şey gelmemesi!
Gerçekler böyle insanın suratına çarptıkça şükredecek bir sürü şey bulabiliyor...
YanıtlaSilAslında ne annem annesinin, ne de ben annemin kaderini yaşadım, bizlerin ki oldukça farklı... Belki şartlar, ortam aynı kaldığında yazgılar değişemiyordur...
Gene harika bir anlatım, kutluyorum seni :)
Terşekkür ederim, Kader deyip susmamak gerek.
SilZamanla kendini boşvermeye başladığında aynen annesi kendi gibi bir kızı olacak Meleğinde.
ilgine teşekkürler:)
Zafer bayramın kutlu olsun demek için ziyaret ettim. Okumadan ayrılamadım yine çok gerçekçi bir hikaye olmuş çok inanarak okudum.
YanıtlaSilAllah'a emanet ol dualarımız müşterek ve dualarda buluşmak ümidiyle..
Sağol canım öncelikle sana tekrar kavuştuğum için çok mutluyum,
Silbloğunun içeriği ve paylaşımların beni ziyadesiyle mutlu ve huzurlu yapıyor.
sevgilerimle.
Annenin kaderi kızına diye bir söz var kuğum..Çok kesin olmamakla birlikte doğruluk payı bazen oluyor.."kol kırılır yen içinde kalır" "Bu evden ölün çıkar.." ne kadar yanlış düşünceler. Bu felsefe kime göre kim koymuş. İnsanlar bu cesareti kimden alarak koyuyor. Dinden mi? hayır din asla insana zulmü reva görmez. Çünkü dine göre insan, kadın çok değerlidir.Geriye toplumun kendi koyduğu adet, töre ne dersen..İnsan daha doğrusu kadını değersiz, çilekeş olarak gören zihniyet..Artık insanlar uyanmalı, tabu haline getirilen bu yanlış anlayış yıkılmalı..İnsanın insanca yaşaması amaç olmalı..Anlaşma sağlanamıyorsa evlilik kadar boşanma da doğal bir durum..Kimsenin kimseye hayatı zehir etmeye hakkı yok.. Sevgili kuğum emeğine kalemine yüreğine sağlık bitanem.. öptüm sevgiler..
YanıtlaSilAynen canım bu evden ölün çıkar deniyor ve malesef çoğu zaman ölüsü çıkıyor ve ardından ağlayıp ağıtlar yakıyorlar oysaki pişmanlık geri getirmiyor.
Silİçlerinden belkide böyle olması daha iyi diye düşünüyor bile olabilirler , ölüsüne ağlamak daha kolaylarına geliyor sahip çıkmak sorumluluğunu almak daha zor!
bende seni öptüm canım. sevgilerimle.
Annelerin yaşayamadığı hayalleri vardır, kendileri başaramazsa kızlarının yaşaması için ümit ederler. kesinlikle bu çok doğru bir tespit..kol kırılır yen içinde kalır sözü öyle aldatmaca bir sözki; gözümüz görmesin ama ye bu dayağı demek : olaki evini terk etmeye kalkma biz sana bakamayız demek kısaca..
YanıtlaSilMelek çileli kadın..
hayırlısı bakalım ne olacak, bir merak 4.bölüm rica olunur :) öpüyorum iyi geceler canım benim..
Aslında Hanife ablayla aynı şeyi söylemişsin Gülçinim
SilKol kırılır yen içinde kalır ama kazın ayağı öyle değil malesef bu ailelerin sorumluluktan kaçma yöntemi başka bir şey değil.
Hikayemi yazarken başka şiir yada yazı yazmayacağım sadece bu hikayeye odaklanacağım için hızlı gelecek devamı:)
Sevgilerimle öptüm canım.
Canım ya yine yaktın beni, merakla bekliyorum hikayenin devamını :(
YanıtlaSilUmarım beğeniyorsundur:)
Silyok ben bu erkanı döverim
YanıtlaSilHarbi harbi yazar oldun sen.Bak ben bu romanı kitap cumhuriyetinde özetlerim.Hatta dur Sevilin güncesinide paylaşayım.Bir kapak yap bakem bana,:)Kitap yorumlamak için illa da yayınlanmasını beklemek olmaz ama değil mi:)Çok beğenerek okuyorum ve betimlemelerini başarılı buldum.Özellikle milka olanı:)Kızı kesmese bu adam ya:)
YanıtlaSilBak heyecan yaptım:)))
SilHemen başladım kapak çalışmalarına:))
Yuppii meşhur olacağım:))