Ana içeriğe atla

Kanadı kırık martının yüreği kaNadı






iki kanadı kırılmış martıydık.Büyük fırtınalardan çıkmış hayatımızın virane coğrafyasını tamir ederken rastladık birbirimize.
Ürktük en başta kendimizi unutup birbirimizin yaralarını sarmaya çalıştık  telaşla.

Gözyaşlarımız birbirimizin yaralarına damlıyor,
 yangınları kül ediyordu.Çıkarmıydık yıkıntıların altından, izleri kalırmıydı yüreğimizde ?

 aynı hataları yaparmıydık? aynı darbeleri beklermiydik yine ?

sırtımızdan vurulmanın ürkekliği yıpratırmıydı bizi? 
 beynimizin bir köşesinde hep soru işaretleri olurmuydu?geçmişin harabelerinde gezinen iki yaralı martı olarakmı  hatırlardık her düşündüğümüzde birbirimizi ?

yaralarımıza yaramı ekleriz yoksa önce sarıp yaraları  sonra dahamı çok yaralarız ? 
bizi yaralayanlarında acı çekmesini umarakmı yaşarız ?
 yoksa her şeye rağmen deyip yeni bir binamı inşa ederiz yüreğimizin en dokunulmaz bir köşesinde ...

karmaşık duygularım    yeşermiyor çiçekler içimde  çekemiyorum kokusunu içime papatyaların kuşlar cıvıldamıyor,   acısı çıkar nasılsa diye  gülemiyorum, her rüya biter diyorum  kendimden nefret ediyorum dedim ya karmaşık duygularım.

  bazen bende ne yaptığımı anlayamıyorum, hep birileri için yaşarken kendim için bir şey yapmak tuhafıma gidiyor şu an ne seni ne kendimi sevmiyorum ,sevemiyorum yastığa başımı gömüp saatlerce ağlamak istiyorum...
N.K


Yorumlar

  1. aglamak neye cözüm !!?
    olacak ve ölecegin önüne gecilmiyor kugum
    aglama sakin ama sakin
    olmaz dedigimiz ne varsa hepsi oluyor hayatta kul kul ile sinaniyor
    seni sevdigimi unutma lütfen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni seviyorum unutma kalpten kalbe yol var...

      Sil
  2. dilerim yasamassin böyle duygular birilerine tercuman olmaktir niyetin
    buraya yazilanlar öylesine duygular olsa da
    yazacagim yine bu olurdu kugum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım kimse ithaf edilen bir yazı değil,
      öylesine kurgulanmış bir yazı işte,
      kuğun öptü seni.

      Sil
  3. hep fedakarlık, kendini feda etme yüceltiliyor kutsallaştırılıyor kültürümüzde geleneğimizde..
    kendi canını sevmek onun hoşuna giden şeyleri yapmak kötülenir horlanır.. böyle bir zihniyet iklimi hepimizin hayatını mahvediyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani bundan şunu çıkarıyoruz verdiğin değeri görmeyi beklemek hata!

      Sil
  4. Çok güzel bir yazı. Kutlarım. Martının kanadı kırık olmasın gönül ister ki. Kırık kanatla uçmak kadar yaşamak da acı verir. Bu çok güzel duygulu anlatım için teşekkürler "siyahkuğu"...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler öğretmenim,
      yaralı martılar kıyıda dolaşır ,
      o denize hasret!
      deniz onun farkında mı bilinmez!

      Sil
  5. şu günlerde ben de son paragraftaki gibi hissediyorum kendimi güzel yazmışsın. yüreğine sağlık

    YanıtlaSil
  6. Sadece yazdiklarini yasamak icin iyisi ile kotusu ile huznu ile sevinci ile. heyecani ile kacamagi ile genclikteki gibi yeniden asik olmak istetiyorsun insana :)))))

    YanıtlaSil
  7. mutlu olmak ya da olmamak bizim elimizde başkaları için değil kendimiz için yaşarsak, yaradana teslim olursak mutluluğu buluruz martının kanadı kırık da olsa hala nefes alabiliyordur umudumuzu kaybetmeyelim siyah kuğu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet mutlu olmak ,ya da olmamak
      ilginç insan bazen kendi dünyasında boğulmaktan korkarmış!

      Sil
  8. Siyahkuğu , yine harika yazmışsın.
    İnsan çok mutlu olduğu zaman mutsuzluğuda özlüyor sanırım.
    Ne zaman iyi birşeyler yaşamaya başlasak , hep bir olumsuzluk çıkıyor değilmi..
    Sanırım bir bağ var aralarında mutluluk ile mutsuzluğun.
    onlarda mı kavuşamadılar yoksa?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutluluk ve mutsuzluk
      bir birini tamamalayan iki unsur
      tabi dozu önemli
      bazılarımız ,Kader,kısmet'in ağına takılıyor,
      hayat işte çok mutlu hep mutlu olanda yok
      çok mutsuz hep mutsuz olanda yok
      birazda elimizde diye düşünüyorum
      tabi bazı konular hariç...

      Sil
  9. canım benim ziyeretin için çok teşkk ederim.ewet epeydir bir sorun vardı blogta.şükür çözüldü gibi.mesajların gelmedi bana ama yinede çok teşkk ederim.herzaman beklerim.sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun zamandır hep gelmeye çalışıyorum ama her defasında engel çıkıyor,hiç dönüp yazdığın yorumlara bakmıyormusun sen:) bir kaç yerde senin yorumun altına yazdım, kimse farketmiyormuydu en tuhafı-ma gidende bu bir banamı engel var diye düşünüyordum:)
      geleceğim tabikide:)
      sevgiler.

      Sil
  10. cok güzeldi canım kalemine sağlık

    YanıtlaSil
  11. ya canım arkadaşım.
    senin yüreciğine sağlık.
    kimsenin kanadı kolu kırılmasın.
    mutluluk hepimize olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin canım,kırılmasın
      mutluluklarımız daim olsun
      sevgilerimle.

      Sil
  12. "yaralarımıza yaramı ekleriz yoksa önce sarıp yaraları sonra dahamı çok yaralarız ?
    bizi yaralayanlarında acı çekmesini umarakmı yaşarız ?"

    beni görüpte mi yazdım kuğum..
    sevmiyorum hiç bir şeyi, hiç kimseyi..
    Kendimi en başta sevmiyorum zaten ..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir,yada minik bir yarayı
      dokuna dokuna enfeksiyon kaptırıp kocaman yaparız,
      sevdiklerimizinde sadece bizi sevmesini ümid ederiz başkalarıyla mutsuz olup bizi akıllarına getirmelerini dileriz..

      sev ne olursa olsun kendini sev,
      narsist değilim fakat kendimi severim,
      ne olursa olsun vardır bir hayırı derim:)

      Sil
  13. Seni okumak, kapandığını sandığım ince sızıların hala açık olduğunu görmek gibi. Çok etkiliyor beni biliyormusun kuğum? içimde unuttuğumu sandığım bir yerlere dokunuyorsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım, sevinmelimiyim üzülmelimi bilemedim,
      o zaman
      açıkta kalmış yaraya kılla dokunmak gibi bir şey benimki
      hiç denedinmi bilmem :) tavsiye etmem çok acı verir.

      Sil
  14. Yüreğine sağlık yine ne güzel cümleler döktürmüşsün..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol arkadaşım,beğenmene sevindim.
      sevgiler.

      Sil
  15. yazıların çok güzel.sizi izlemeye aldım bende beklerim

    YanıtlaSil
  16. bak olmaz dedin oldu, iadeyi ziyarete geldim :) siz istersinizde ben yapmazmıyım, karpuz kurabiyeler burda http://pastaguvercini.blogspot.com/2012/05/sepetciler-kasri.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gördümm bir gün isterim diye sen aylar önceden yapmışsın:)))
      ellerine sağlık, sen kuğulu kurabiye de yapmışsındır:)))

      Sil
  17. Valla hiç bilmiyodum canım ya :) zaten canım çok acır, hiç denemim ben :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben denemiştim :)))
      120 wolt elektirik yemiş gibi:)
      çok acıyor:))

      Sil
  18. Tan'ın bir şarkısı var "Ağla ağla bir çıkar yol bulamadım"..
    Çok beğendim, sevgiler yolluyorum sana.

    YanıtlaSil
  19. Korkmak.. Acıya alışkanlık gibi. Hani bir deney vardır ya, hayvan çıkmak ister, camı farketmez de çarpar, canı yanar, yine yapar yine yanar canı.. sonra vazgeçer. Çünkü artık acı istemez. Halbuki birkez daha denese, camın artık olmadığını görecek..
    Değil mi? Belki bu sefer acı olmaz.. Bilemeyiz ki.. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .