Ana içeriğe atla

Eskici

Hayırlı akşamlar efendim , mektubuma başlarken küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden öperim , yoksa mektubu bitirirken mi öpülürdü  , çok zaman oldu mektup yazmayalı o yüzden unuttum ...
Oysa eskiden ne çok mektup yazardım  , hatta bir mektup arkadaşım vardı yıllarca mektuplaşmıştık , sonra ne oldu  hatırlamıyorum büyüdük , adresimiz değişti , yada biz değiştik...

  Hani deriz ya , yani illa demişizdir hayatımızın bir anında ,  ''şimdiki aklım olsaydı böyle yapardım keşke beş yıl önce bu aklım olsaydı!''  
Merak ettim şimdi  siz hiç  dediniz mi ?
Burada bir incelik var  aslında o akıl değil yaşanmışlık , tecrübe  ve yaşananlardan alınan derstir, tabii bu arada şimdiki aklımızı  yıllar önceki bedenimizi isteriz , bedenimizde bir elbise  yıllar geçtikçe eskiyor yenik düşüyor zamana... 
 Ne anlatacaktım ne anlattım misali oldu artık döndüm , her  gün yazma kararı aldım ,bazen abuk sabuk bazen  oradan bazen buradan ama  bana ihtiyacı olan ve her gün okumak isteyenler varmış   hay hay efendim yazın dersinizde yazmam mı ?
 seve seve
 Bu arada çok mail alıyorum ''Fahri bey çıkmazı''  hikayemi devam etmemi isteyenleri burada da bir göreyim yorumlarınıza göre devam  yada tamam kararı alacağım.

Eskileri özleriz de nedense eskileri çöpe atar  ,yakar ,yıkar ,üstünü örteriz...


Yorumlar

  1. merhabaa :) koskoca blogu yeni tanıdım iyi mi O.o yazmazsanız böyle olur işte :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :) olsun geç olsun güç olmasın:)
      artık yazıyorum hele yorumlarda bir görmeyeyim sizi bak neler oluyor:)
      Hoş geldiniz güzel dostluklara...

      Sil
    2. hihih gelmem mi ben buraların vahşi yorumcusuyum :D

      Sil
  2. Devamı gelsin diye oyumu kullandım:))))
    Biz okumak için bekliyoruz.
    Eskilerin tadı hiç bitmeyecek gibi. sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyunuz dikkate alınmıştır.
      Eskiler gerçekten güzelmiş, büyümek isterdim şimdi ise küçülmek.)
      Sevgiler

      Sil
  3. Blogunuzla yeni tanıştım ama hep okumak isterim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz :)
      inşAllah güzel paylaşımlar ve dostluklar dilerim...
      Sevgiler...

      Sil
  4. Devam et tabi..

    Ah ahh ben ne çok diyorum.. Zamanı bir geri alabilsem...
    Ah ki bir alabilsem!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman makinası icat edilirse gideriz senle olmaz mı?:)

      Sil
  5. Kuğu naber? Ozlettin kendini. Yazılarını bekliyorum:)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkürler polis olamadım bende güvenlik olayım dedim oldum olmasına da iş bulamadım:/ içimide döktüm rahatladım kadınlara daha çok iş sahası olmalı... başka bir değişiklik yok oğluş ve örgüm nasıl selamlar

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar.

    Mektup yazmak da bir sanattır. Ben de çok güzel mektup yazardım. Okumuşluğu ve yazmışlığı olmayan tüm konu komşunun askerdeki ya da gurbetteki yakınlarına mektuplarını ben yazardım. "Sen iyi yazıyorsun da onun için hep sana geliyoruz" derlerdi.

    Mektuba önce selam ile başlanıp, hal ve hatır sorulur ve gözlerden öpüldükten sonra, sen de bizi soracak olursan Allah'a çok şükür sağlık ve afiyetteyiz" diyerek giriş kısmı tamamlanır. Olaylardan bahsedilir ve son bölüm yine istemiyerek satırlarımıza son verirken denir ve tekrar selam edilerek gözlerden öpülür ve acele cevap bekleriz diyerek mektup tamamlanmış olur. 1971 yılında tanıştığım bir alman arakadaşımla 1975 yılından beri hala mektuplaşırız. Bu aralar biraz ara verdik.

    Yıllar önce 1950 model lambalı üç dalga Philips marka radyomuzu 1970 yılında parçaladık ve çöpe attık. Şimdi aynı radyoyu antikacılarda buldum, biri 500 TL. istiyor, biri 4.000 TL. istiyor. Biz o radyonun zamanı gelince çok değerli nostaljik bir hatıra, bir antika olacağını düşünemedik.

    Şimdilerde de bir şeyleri kırıp döküp atıyoruz. Belki bundan tam yüz yıl sonra onlar da çok değerli bir anı ve antika olacaklardır.

    İşte durum böyle. Ama saklayan saklıyor. Benim şu anda elimde annemin, babamın diplomaları var, bir de benim ilk ve ortaokul karnelerim var saklıyorum. Diğer türlü eşyalardan pek bir şey yok. Son zamanlarda bir de torunlarımın oynadığı oyuncak bir arabaları var, on yıl oldu o arabayı hala saklıyorum. Onlar böyle onun kıymetini bilecek yaşlara gelince onlara vermek istiyorum, ama tabi Allah izin verirse.

    Güzel bir eskici yazısıydı, kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Bakın bu yazınız, bana neler yazdırdı.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  8. Hocam eski insanlar bile başka bir güzel. Bir gün. Bizim içinde böyle derlermi bilemem...
    ne güzel. Sizinde mektup arkadaşınız varmış. Bende köye gittiğimde kalaylı tabakları vardı büyük annemin arayacağım onları şimdilerde çok meşhur o tabaklar kapaklarıda var . Gerçekten çok güzel. Anılarınızı paylaşmışsınız ellerinize sağlık.
    selam ve dualarımla

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .