Ana içeriğe atla

Gölgede açan çiçekler #14#




YÜREĞİM KANIYOR

Erkan kazanacak pes etmemek için zor sabır ediyorum! İş yerine alışamadım insanlar  çok kaba çevreme alışamadım .

 Doğduğum  ,büyüdüğüm yer olmasına rağmen bu köy bana çok yabancı yıllardır ziyarete bile bir ya da iki defa gelmiştim...
Herkes kendince akıl veriyor gitmemin en doğrusu olacağını söylüyor. Babamlar benimle konuşmuyor. 

 Erkan Minel'in bisikletini yollamış  tatildeyiz ya!

 Minel ve ben sofrada fazlalık olduğumuzu hissedebiliyoruz, Bir kaç günlüğüne anneanneme gitme kararı aldım.

 Anneannem buna çok sevindi, zaten yatalak ona yardımcı olurum diye yüzünde güller açtı  kendi evinde  kalamıyor.

Anneannem Şehirde büyük dayımın yanında kalıyor ,dayımın eşi  Aysel yengem  konuşkan bir kadın hayatta hiç bir şeyi umursamaz.

 Bütün ev işlerini dayım yapar,  dayım emekli olmasına rağmen  ek işlerde çalışır, gitmesine gittik  ama gece bir farkedeyim ki paralarımı köyde unutmuşum.

   Dayım '' bir kaç gün köye gitme ben veririm para'' dedi
 ''ben en iyisi yarın iş sonrası gidip alayım dayı'' dedim
 ''tamam'' dedi iş çıkışı köye gittim.

 Babam ''anneannen de kalamazsın  Minel'i de al köye gel'' 
dedi
 '' hayır kalacağım,  üstüme gelirseniz Şehir de ev tutarım'' 
'' öylem''i dedi ve bana bir tokat attı ardından bir kaç tane daha  ve ağabeyime seslendi 
''Ara Erkanı hemen gelip alıyor  bunlarla uğraşamam''
 Ben ''öylemi gitmiyorum''  kaç tokat vurdu bilmiyorum  babamı ittim, annem kalp hastası kalbini tuttu ona kıyamıyorum ama ben geri dön me ye ce ğimm...
  Babam  odamın kapısını kilitledi 
 bu güne kadar rezillik çıkmasın diye  bir defa bile baba evine gelmedim.

  Bunu onlar istedi  155 Polis'i aradım
  köylere
 Jandarma bakıyormuş  156 jandarmaya yönlendirdiler  derdimi anlattım  adresi verdim sadece beş dakika da geldiler.

    Gelirken muhtarı da almışlar  babam jandarmayı görünce  odamın kapısını açtı  Babamın savunması   ''Komutanım çok iyi bir eşi var 
 haber vermeden alıp başını gelmiş kızınıda yok etti!
  yaşadığından emin değiliz''  ağzım açık kaldı  babamdan yediğim en büyük  darbe...

 Bir insan evladına böyle iftiralar atarmı kendini kurtarmak için bile olsa...

 Komutan  dı her halde yetkili olduğunu ve ünüformasındaki yıldızları görüyorum da güvenim artıyor
'' Kızınız nerede?''
 ''dayısında''
 Babama bakıp ''dayısı varmı?''
'' evet var komutanım''  
 ''dayısının telefon numarasını verin''
 babam  cebinden çıkardığı kağıtlara bakıp bir tanesini  görevliye verdi ,  görevli telefon numarasını çevirdi sesliye alıp önce kendini tanıttı, daha sonra isim sordu.

 Dayım adını soyadını söyledi,    dayıma  '' şu an evinizde olan herkesin ismini verebilirmisiniz?'' dedi dayım herkesi sırayla söyledi ''bir de evimde ablamın torunu var annesi köye gitti'' dedi   görevli   adını sordu ''adı Minel  telefona çağırayımmı?'' diye sordu dayım  görevli ''hayır'' dedi.

  Telefonu kapadı, babama döndü ''ee dayı çocuk orada amacın ne söyle bakalım bak şimdi ben tutanak tutmak zorundayım sen bu kıza zarar vermişsin aile içi şiddet altı aydan başlar ne diyorsun''
 Babam sustu  
''özür dilerim komutanım  ben eşiyle barışsın diye böyle yaptım dayı benden değil kızından özür dile, yakışıyormu sana hiç! bir de iftira atıyorsun utanmıyormusun?''

'' babam  durmadan özür diliyor kendini acındırıyor.  Görevli bana dönüp'' şikayetçimisin?'' dedi ''ben  şikayetçi olmayacağım ama  beni alıp bu köyden çıkarırmısınız ?burada kalamam sabaha kadar''  dedim.
  
 Tamam topla bütün eşyalarını.  zaten fazla eşyamız yok hepsini aldım bir tek Minel'in bisikletini unuttum yolda aklıma geldi. Sanki çok ta lazım, insan zaten morali bozukken saçma sapan şeyleri kafasına takıyor.

  Görevli  dayımı arayıp  adresi istedi, dayım adresi verdi.
 Yarım saat içinde  oraya vardık bana   ''ihtiyacınız olduğu her an arayabilirsiniz dedi, şikayet etmeye karar verirseniz sabah  en yakın hastaneden rapor alıp bize başvurun'' dedi.

 Dayımlar araçtan eşyalarımı alırken  Minel'le göz göze geldik  ağlamaya başladı ''biliyordum,  biliyordum anne istemediler bizi değilmi?''
 Aysel yengem söylememiş ona ama akşam yemek yememiş ''anneme şimdi köyde kimbilir neler yapıyorlardır'' demiş hep yavurumun içine doğmuş. 

    Aysel ve zühre yengem  iki elti ve alt katta Zühre yengem, üst katta Aysel yengem kalıyor  anneannem Aysel yengemin yanında kalıyor,yapacak bir şey yok bir süreliğine Aysel yengemlerin yanında kalacağız en basitinden küçükte olsa bir ev kiralayabiliriz belki. 
  Nadide yi  telefonla arayıp  ağlamaya başladım, başıma gelenleri anlattıkça telefonun karşısında o da ağlıyor. Dayanamadı  ilk otobüse bindiği gibi yanıma geldi. Arkadaşım bir göz yaşıma 350kilometre yol geliyor ailemin ise yaptığına bak!

Nadide de prim paralarım vardı az da olsa onları  da verdi bana onu öyle çok özlemişim  Nadide ve Hilal  desteklerini hiç üzerimden eksik etmiyorlar ,iyi ki varlar...

  kalacak yer olmadığından akşam üstü döndü benim bile kalacak yerim yok ki onu nerede misafir edeyim!
 bir gün kitap olacak:)





Yorumlar

  1. hayırlı sabahlar
    akıcılık yine devam ediyor.

    YanıtlaSil
  2. bunu yayınlama istersen son paragraf biraz kafamı karıştırdı.
    nadide ne zaman geldi para verdi
    daha doğrusu dayının şehri ile oturdukları şehir aynımıydı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın hayırlı sabahlar
      Sorun değil:) ben böyle yorumları çok seviyorum atladıklarımı görmen, bu beni çok dikkatli okumandan kaynaklanıyor.
      Yazıyı bitirmek için acele ettiğimden oldu düzelttim umarım daha anlaşılır olmuştur:))

      Sil
    2. Şimdi tamam olmuş işte
      yinede kusuruma bakma olurmu

      bu hikaye artık bizimde hikayemiz olduğu için :)
      çok güzel olsun istiyoruz

      Sil
    3. Ne kusuru aksine seviniyorum,
      evett bizim hikayemiz:))
      teşekkür ederim sevgilerimle.

      Sil
  3. Akip gidiyor okurken ,,sonra bir bakiyorum arkasi yarin:)) Olmuyor :))Bu arada birsey dikkatimi cekti bu hikayeleri sabaha karsi saat 4 civarinda yayinliyorsun??(Burasi ile orasi 7 saat farkli..ben henuz uyumadim ama senin cooook tan uyumus olman lazim olan bir saat?? Uykumu tutmuy0r yoksam gece calisiyorsunda arada isten kaytarip hikayelerini mi yayinliyorsun iki arad 1 derede :)) merakla bekliyoruz diye..iyide ediyorsun.. sarildim kocaman..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasılda dikkat ediyorsun:))
      doğrusunu istersen şunu itiraf edeyim ki bu hafta çok yoğun bir iş tempom var 12 ila 16 saat çalıştım kaytarıcak gibi bir işim yok, iş yerinde kameralar var:)
      ) Eve gelip yazıyorum , akıcılığı kaybetmek istemiyorum ara verince hem ben hem de okuyanın soğuyacağını düşünüyorum. Biraz zorlanıyorum yazmak istediklerimi tam anlatamamaya başladım ki şükür pazar tatili geldi:))
      bende sarıldım en şımarığından:))

      Sil
  4. Offff valla bu kadıncağızın çektikleri anasından emdiği süt burnundan geldi:((babaya bak babaya olmaz olsun öyle baba!! Bu kızcağız orada,burada ne yenge, ne anneanne, ne dayı en iyisi başka bir yere gitsin gönlümden bu geçiyor..izini kaybettirsin...kimseler bulamasın kız kaç güney kutbuna diyesim var:))
    canım öpüyorum kocaman
    duyurunu aldım:)en kısa zamanda Bücürük'ün resmini koyacağım şöyle güzel, ilginç bir poz bekliyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlahi annem :))
      parası yok ne yapsın kızcağız:)
      kendimden utanıyorum:))
      çok süründürdüm farkındayım fakat henü yüzünü güldürmeye niyetim yok ne yapsam hayat kadar acımasız olamam.

      Bücürük güzel bir poz ver de ablan da görsün:))
      kocamannn öptüm

      Sil
    2. bende aynısını düşünüyoruuuuuuuuuuuuuum
      uzaklara çok uzaklara gitsiiiiiiiin

      Sil
  5. insanın özellikle bir bayanın ailesinden aldığı destek moral olarak çok önemli, yukarıdaki baba örnekleri de oldukça fazla, kendi öz evladını üzerinde yük görmesi bir yana iftira edip, tokatlamasıda cabası..cehalet çirkeflik bencillik karaktersizlik belki bu cümlelerin bir bütünü insanlarımız ahh insanlar..kimileri hayatı zehir eder kalanlarıda yük hafiflesin diye dost elini uzatır..meleğin işi zor direnebilecekmi görelim bakalım muhteşem yazarımız neler gösterecek bizlere :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim gözlemlerime dayanarak yazıyorum, biri çıkıp bana hani nerede böyle baba dese parmağımı ne yöne çevirsem mutlaka böyle bir baba ,ağabey yada eşe rastlayacak. kadınlarımız cesur değil ,her şeyden önce zor geliyor, amann bağırır bağırır susar mantığı var.
      Direnen kadın çok az.
      İltifatın için teşekkür ederim o senin muhteşemliğin:)))

      bu arada hep çilekli pasta sözü var ama pasta hiç yok:(

      Sil
    2. en tazesinden en güzelinden en büyüğünden sana kocamaaaan çieklleri olan bir pasta gönderiyorum üzerindeki mumları üflemeyi unutmaa :) severim seni :)) hiç unuturmuyum..imza gününü bekliyorum :) inşallahh..

      Sil
    3. Keske evlatlarına sahip çıkmayanlar sadece cahil olanlar olsa ben nice okumuş insanları biliyorum kızının şiddet gördüğünü hatta aldatildigini bildigi halde döneceksen çocuğunu bırakma gel diyenleri biliyorum hayatın icinden bir hikaye kaleminize saglik...

      Sil
    4. ANTPASTA
      malesef çıkmayanlar da var çocuklarını bırakıp mecburdum diye bir şey pek te doğru değil o zaman çocuğu değil sadece kendini kurtarmış oluyor.
      Çocuk ise gelecek nesillere sorunlu bir birey olarak devam ediyor.
      teşekkürler...

      Sil
    5. Katılıyorum tamamıyla ...evlat bu insan kan kusar kızıllık şerbeti icer ama evladını bırakamaz tabi gercek anne yada babaysa

      Sil
  6. Merhabalar,

    Siz bu hikayeyi öyle güzel kaleme almışınız ki, sanki bu hikayede anlatılan olayın kahramanı sizmiş gibi anlatıyorsunuz.

    Evet, Melek güz mevsiminin sararan yaprakları gibi ordan oraya savrulup duruyor. Hayırlısı bakalım. Baba evi olmadı, biraz da burada dayı evinde kalsın, belki Cenab-ı Allah ona acır da bir şeylerin doğru gitmesini sağlar. O'ndan ümit kesilmez, yeter ki sabretmesini bilelim.

    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar
    Teşekkür ederim, tarzım bu yaşıyormuş gibi yazmayı seviyorum
    belki de Melek benim:)))
    Erkan bekliyor onu nasıl olsa tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanı misali...
    geri döndüğünde onu çok kötü günler bekliyor olabilir.

    Selam ve dularımla.

    YanıtlaSil
  8. Hello, it´s my first time here, great blog, I helped myself with google translator, I think I get it.
    I'll follow you.
    Cheers from Argentina.
    HD

    YanıtlaSil
  9. Merhaba,blogunu ilk açtığımda profilini okumadan postunu okumaya başladım.Aman Allah'ım dedim neler oluyor,ne anlatıyor Siyah Kuğu!O kadar gerçekti ki!Neyseki hikayeymiş,tebrik ederim;şimdi ben de merak ettim ne yapacaklar diye:))Çok güzel bir blog,çok iyi bir fikir;paylaşarak kitap yazmak!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba
      Hoşgeldin
      :) Bu benim yazım tarzımdan kaynaklanıyor.
      Teşekkür ederim
      sevgilerimle.

      Sil
  10. KUĞUM SİYAH KUĞUM; Bu gün kederliyim beterim bugün
    Sesime ses deüse çığlık oluyor
    Üşüyor toprak taşlar üşüyor
    Vuslatı yakın eden yollar üşüyor

    Yumma gözlerini uyma bu gün
    Bütün gölgeler akşam oluyor
    Üşüyor yaprak dallar üşüyor
    İçimde kış gibi bir mevsim üşüyor

    Oysa ben senden neler neler isterdim
    Seni sevdalarda boğmak isterdim
    Sabahlar isterdim asi ve mavi
    Büyüsün isterdim ışığın rengi

    Ama gel gör ki kötüyüm bu gün
    Sesime ses değse çığlık oluyor
    Üşüyor toprak taşlar üşüyor
    Vuslatı yakın eden yollar üşüyor..

    Tamda Melek ve Minel'e söylemek istediğim sözler bunlar.. Işık belki Meleğin hayatı ile Vuslat'a erecek belki bu hikaye karatoprakta bitecek.. AMA GEL GÖR Kİ KÖTÜYÜM BU GÜN:((

    Sizinleyim MELEK; MİNEL; AYŞE; FATMA; LEYLA ve daha niceleri..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh yağmur yüreklim ben sana boşuna yağmur yürekli demiyorum ki...
      canımsın...

      Sil
  11. Sanırım burada da kalamayacak,artık yüzü gülsün ne olur..Sevgiler Kuğum,öpüyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzü gülmeli bence de bir insanın da dayanma gücü bir yere kadardır...
      sevgilerimle öptüm Birincim...

      Sil
  12. tüm bölümleri okuyor ama yazacak birşey bulamıyordum
    tüm erkanlardan nefret ettim
    bu bölüme çok üzüldüm yalnız özellikle Minel e
    annesi için yemek yiyemediğini okuduğumda gözyaşlarıma engel olamadım
    en azından onun yüzü gülsün

    YanıtlaSil
  13. Okuduğunu bilmek güzel Sevil'i de hiç yalnız bırakmamıştın:)

    Farkettiysen Melek kendini, düşünmüyor onun derdi Minel.
    aslında Meleğin ya da Minelin!
    sonunu kaç kişi tahmin ediyor merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilin hikayesini okumak eğlenceliydi merakla bekliyordum her yazını
      Meleğin hikayesini de acaba bu kez neler yaşadılar diye korka korka okuyorum çok güzel yazıyorsun kalemine sağlık
      sonunu aslında pek tahmin edemiyorum
      ama asla Erkana geri dönmemeli diye düşünüyorum
      ve hiç evlenmemeli
      Minel okuyup meslek sahibi olup annesine sahip çıkmalı
      sanki böyle olacak gibi geliyor bana ama senin işin belli olmaz:) belki o akrabayla evlenir Melek:)

      Sil
    2. :)) bende kendimden korkuyorum:))
      aslında hikayenin sonu belli:)) ama söylememm:))
      Sevil insanın içini ferahlatıyordu
      Melek karartıyor:(

      Sil
  14. içimi karartsa da merak ediyorum doğrusu. özellikle bölümler biraz biriksin diye okumamıştım. Peş peşe okumak çok daha hoşuma gidiyor. yüreğine sağlık canım.geriden takip etsem de her bir bölümü heyecanla okuyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım, henüz hikayeyi yeni okumaya başlayanlar da var
      eminim yıllar sonra rast gelip te okumaya başlayacak da vardır):) o yüzden geç kalmış sayılmazsın.

      Sil
  15. Bir de ailesinden darbe aldı.Babası dövdü.Önüne gelen dövüyor ne cehalet ya.Neyseki arkadaşları ziyarete geliyor.Eh biraz da olsa iyi bir olay bu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .