Ana içeriğe atla

Sevil'in güncesi #24#






Hayatta ne acıların ne de mutlulukların sonsuz olmadığının bilincindeyim, elbet bir kırılma noktası olacağı umuduyla yeni bir  güne başlıyorum.


Sudan çıkmış balıklar gibiyim,bu güne kadar hep anneme güvenmiştim hiç ev işlerine merak salmamıştım,yemekten hiç anlamıyorum,yaptığım yemek denemeleri pek başarılı olmuyor.


 Araradan geçen bir haftadan sonra işe başladım işte birazda olsa kafam dağılıyor, gördüğüm her kırk yaş üstü kadına anne der oldum .
 Nahit her kadına anne dediğinde ona kızardım, ''Anne kelimesi  kutsal bir kelime'' herkese denirmi diye !


Meğerse o kelimeyi söylemeyi özlüyormuş insan, söyleme ihtiyacı duyuyormuş.


 Boşlukta gibiyim, Hayatın devam ettiğini de kabullenmek zorundayım!


 İyiki telefon sapığım var, halama anlattım, 
''saçmalama kızım belki kötü niyetli biri, belki evli, belkide sana zarar verecek''


''off hala off''
Halam evimize kamp kurmuş vaziyette  bir kaç güne giderim diyor ama pek gidecek bir havası yok.


Yalnız kalmak istiyorum babama ben bakarım,bakarım herhalde!
Akşam telefon sapığıma sapık demekten vazgeçme kararı aldım çünkü adını öğrendim ismi;
Şener...


Bilmiyorum belkide birilerine ihtiyacım var, bu güne kadar hep sonunu düşündüğüm şeyler yaşadım da ne geçti elime hüzün ve göz yaşından başka.


 Günün yirmi dört saati  yanımda sanki mesajlar, aramalar, bende çok rahatım ilk mesaj attığı zamanlarda onu Nahit olduğunu düşünerek içimdeki tüm  öfkemi  kusmuştum,hakkımda pek bilmediği bir şey yok gibi...




Aslında Şener'i merak ediyorum,Acaba Şener diye biri var mı ?


 Belkide kendine böyle bir isim uydurdu,gerçi ne olursa olsun bir beklentim yok ki  onunda varmış gibi görünmüyor,en sevdiğimiz şeyleri anlatıyoruz ve sevmediklerimizi,sonuçta şu zor günlerimde  bana değişiklik oluyor...


 Şuleciğim  şu aralar düğün hazırlıklarıyla meşkul,  İstanbul'a  gelin gitme telaşında, bu küçük kasabayı nasıl bırakacak bilemiyorum.


 Şahsen ben  doğduğum büyüdüğüm bu yerleri bırakmaya cesaret edemem, hep bu çevrede yetiştim, Emre ve Şule evlendikleri  zaman Şule başörtüsü takma kararı almış.


 Bir haftadır başörtüsü bağlama kurslarına başlamış,  tuhaf geliyor bana,  kursu mu olurmuş bunun bağla işte bağlayacaksan alla alla...
  ben kapayamam başımı sanırsam, toplayamam kendimi o  bakımdan .


  Başörtüye bir düğüm atıveririm aşağıdan haydee.
 Annişim öyle yapardı öyle  iğne falan uğraşmazdı   hemen düğümleyiverirdi...


elimde bir kase dondurma yatağımda oturuyorum hayat ne tuhaf yaşadıklarımı düşünüyorum,  ileride yaşayacaklarımı kestiremiyorum bile.


 Babam  iş yerini devretti ya artık evde, evin bir odasını kendine tahsis etti.

Tahtalardan küçük  maketler yapıyor, gerçi ilk denemeleri pek başarılı olduğu söylenemez,  değişiklik işte vakit geçiriyor,hiç kahveye gitme alışkanlığı yoktu sigara da kullanmayınca böyle bir fikir gelmiş aklına.


 Bazen gece yarılarına kadar odasında maketlerle uğraşıyor, şu aralar mini motorsiklet yapmaya çalışıyor.


Bazen onu seyrediyorum da , gözü hep saatte ilaç vakitlerini kaçırmamaya dikkat ediyor,  onu böyle görünce yaşamak her şeye rağmen güzel işte demeden edemiyorum.


 Annemi çok özlüyorum  bir türlü kabullenemiyorum, sanki bir yere gitmişte  geri gelecekmiş gibi geliyor. 


Şimdilik  en büyük sıkıntımız yemek  evi yakacağımdan korkuyor babam.


 Tabi ki  de annemi unutmadık, yeri dolmuyor , tabiki eksikliği her gün beni yakıyor, hani derler ya ateş düştüğü yeri yakar diye,  çevreyi de yakar tabi ki de.


   Bir yıl önce komşunun kızı vefat etmişti çok küçüktü, daha beş yaşındaydı çok ağlamıştım ona, bu gün aklıma geldi  nur içinde yatsın dedim ama ağlamadım, ya  annesi!


Ya annem  yıllar sonra bile aklıma geldiğinde gözyaşlarımı tutamayacağımı biliyorum  hasretimin özlemimin hiç dinmeyeceğini biliyorum.


  Anladım ki;
    Bir Can kaybolduğunda içimizde bir ateş yanar, bu uzaktan biriyse bu ateş zamanla azalır, azalır söner  canımızdan birini kaybettiğimizde de içimizde bir ateş yanar ve bu ateş zamanla  kor olsa da hiç sönmez yakar yakarr !.
                                                  
                                         N.K 

Yorumlar

  1. :(( annesi vefat mı etmiş ya ben kaçırmışım orayı çok üzüldüm çok... hayat gibi işte bi başladı mı herşey art arda ...
    ama artık mutlu olsun çok mutlu olsun da kötü şeylerden sonra bile iyi şeyler olabilir umudum bitmesin ://

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle olur ama her şeyin bir kırılma noktası vardır değilmi?
      umutların kırılmasın tükenmesin sevgilerimle...

      Sil
  2. elbette ateş hiç sönmez ama her acı kor olurda allahcc kimseye evladının acısını göstermesin o komşu gibi binlercesi gibi. işte o asla kor olmaz siyah kuğum. hep yanar hep yanar taki seni yanına alana kadar. seni çok seviyorum. tefrika.net bir yarışma düzenlemiş katıl kuzum..sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim baktım şöyle bir göz gezdirdim adamlar kendileri raytinglerini yükseltsin diye bakıyorlar ben biliyorum ki sizin gönlünüzde birinciyim yeter bu bana:)))
      bir kaç haftadır gelemiyordum istatistiklerimin resmini çekip yayınlayasım geldi inanki
      o kadar çok mutlu oldum ki, okuyucularım ben gidemesemde beni okumamazlık yapmayan insanlar
      bana ve yazılarıma gelen güzel yürekli insanları seviyorum

      Sil
  3. Yakaladım seni:))) kocaman öptümm:) bakayım yağmur yüreklim ama ben yarışamam ki ... seni seviyorummm.

    YanıtlaSil
  4. bir onceki guncede okumustum annesini vefatini :( uzuldum hemde cok ama $u nahitin niyeti ne allah askina daha ne bekliyor please nahit cik ortaya artik oyle gorunuo gitmek olmuyor bu kizin sana ihtiyaci var yoksa sapik $ener midir nedir ona kalcak kiz belkide yazik olacak, kuzum sevil niyetin ne senin ne diye elin adamiyla konusuyon :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada sana yorum yazmaya çalıştım hep hata verdi gittimi bilmiyorum bu sabah yazdım.
      sen yurt dışındamı yaşıyorsun benmi öyle algıladım!
      Sevil Seni çok şaşırtacak belkide:))
      Nahit'i bekleyen sadece sen değilsin o da bekliyor her güzel şeyde onu hatırlıyor farkındaysan.
      Sapık şener lafına da çok güldüm :) evet galiba lakabı sapık şener olabilir:)) fakat ileriki bölümlerde şeneri bir yerden hatırlayacaksın küçük diline sahip çık yutabilirsin:)))

      Sil
    2. Bende diyorum neden saci deniz yildizli kiz ugramaz oldu bana demek blog aramiza girdi :) en son gonderdigin geldi ca,im ;) evet yurt disinda yasiyorum dogru hatirliyorsun dont panik :p $a$irtmasin Nahitle mutlu olsunlar yaw :D
      $ener tanik cikabilir demek ?? eyvaaaaaaaaah Hakan mi yoksa :D her erkek gibi oda pisman oldu bence oooh olsun ona surundur sevil sunu :p yanliz farkindaysan kendim yazip kendim heycanlanip hatta yetmemis gibi yorumda yapiyorum bu hikaye beni deli etti :D

      Sil
    3. :))) sen yaz bakalım:)) seni uyanık yorumlardan kopya alıyorsun değilmi:))
      emin ol beklediğine değecek çok şaşıracaksın çoook:))

      Sil
  5. aynen öyle kuğum hiç bitmeyen o ateşe acı diyoruz, herkezin acısı kendine..
    sevilde bu aralar kendimi görmeye başladım da nahitten ses yok napıyor nerelerde bak ailemizin fertleri oldular güldür şunların yüzünü birazcık yazık bizide üzüyosun çilekli pastam :)

    YanıtlaSil
  6. :) Gülçinim doğrusunu istersen bu günceye başladığımda ben bile bu kadar bağlanacağımı bilemiyordum, en çok yedi yada sekiz bölümde bitiririm diyordum ama bakıyorum ben yazdıkça uzuyor , ve yazdıklarım ne kadar kurgu da olsa hiç birini yaşamadım ben diyemem...
    Nahit merak meselesi oldu :))
    Nahit kaybolmadı tabikide...
    Sevil'in yüzü gülecek ama Nahitle mi güler bilemem:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. nahit'in yüzü gülmüşmü, bak onu da merak ettim, mutlaka onunda bir hikayesi olmalı, çaktırmadan işaret ediyorum ;)

      Sil
    2. Evet var Nahitin öyküsü de var zaten zamanla gidişinin sebebinide anlayacağız:))

      Sil
  7. Kalemine sağlık. Son cümlene hak verdim. Diğerleri de güzel ama son cümle daha da yerinde." Bir Can kaybolduğunda içimizde bir ateş yanar, bu uzaktan biriyse bu ateş zamanla azalır, azalır söner canımızdan birini kaybettiğimizde de içimizde bir ateş yanar ve bu ateş zamanla kor olsa da hiç sönmez yakar yakarr !."
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle oluyor ,kaybetmeden anlamak mümkün değil bu tür acıları,
      hani deri ya anlıyorum seni anlayamayız aslında anlamaya çalışırız...

      Sil
  8. ne diyeyim yorum yapamiyor düsünemiyorum, devamli degisken
    merakla bir bölümden sonra bir bölümü bekliyorum kugum

    sevdigini kaybetmenin acisi tipki disi kaybetmek gibidir acisini kaybedince yoklugunu bir ömür boyu hisseder insan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım kaybetmeden anlayabilsek keşke ama bazen ne yaparsak yapalım ölüm ALLAHIN emri kaçınılmaz sonumuz kabullenmeyide bilmek lazım, gidenin ardından kendimizi ve çevremizdekileri yıpratırsak onlarıda kaybedebiliriz, acıyıda mutluğuda yaradan verdi bu bir sınav değilmi?
      sevgilerimle en kocamanından öptüm...

      Sil
  9. çok güzel elinize sağlık.. Üyenizim, bende bloguma beklerim şimdiden teşekkürler,sevgiler...

    http://www.bensukaya.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin tabiki gelirim canım mutlu olacaksan neden olmasın:))

      Sil
  10. Arada kaçırsam da Sevilin güncesini okumayı seviyorum.
    Doğduğumuz gibi öleceğimize de inanıyoruz ama o acı kor yüreğe düştümü çıkmıyor.Onsuzluğa alışsakta asla unutmuyoruz.
    Annenin yerini hiç bir sevgi doldurmuyor:(
    Sevili bundan sonra inşallah güzel şeyler bekler.Dileklerimle sevgiler,sevgili kuğum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol canım,
      Annenin yeri hiç dolmuyor:(
      iyi pazarlar canım sevgilerimle.

      Sil
  11. sevdiklerini kaybetmenin acisi galib hic bitmiyor canim..kalemine saglik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bitmiyor hayat bu canım
      okuyan yüreğine sağlık sevgilerimle canım.

      Sil
  12. Helede anneyse kaybedilen o ateş asla sönmüyor.
    Haklıymışsın gittikçe kendime benzetiyorum sevili.
    En tehlikeliside boşluktayken tutunulan kişiler yanlış kişiler olma ihtimali yüksek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söylemiştim sana değilmi daha önce :)
      evet boşluğumuzu daha
      büyük acılar yaşatabilme ihtimali olan insanlarla doldurmaya çalışıyoruz bazen...

      Sil
  13. Ah Kuğu'm, Sevil'in üzüntüsü beni de üzüyor. Ne olacak bu kızın sonu merak ediyorum. Allah kimseye yaşatmasın, babası iyi ki hayatta. Ama annesizlik çok zor olmalı :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevil'in sonu nu söylerdim ama olmaz :)))
      İnsan kaç yaşında olursa olsun anneyi özlüyor :(

      Sil
  14. Şimdi bu yemek yaparken evi yakıp herkesi öldürmesin:)Tuhaf bir final olur ama değil mi:)Nahit çıkmıştı piyasaya noldu ya bu bölümde görünmedi.Neyse çıkar piayasa herhalde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)müthiş final olurdu:))) ANahit çıkacak zamanı var:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Zona ve Ben...

 Küstüm!  Bu kuğu nerelerde diye  Hiç merak ta etmiyorsunuz?  Ölsem yedim çıkmış olacak.  Bir tek Benbir sormuş Allah razı olsun.    H asta oldum   o kadar  çok yemek Bloğu yapan arkadaşım var ancak bir tas çorba yapanım yok! Al kuğu bu çorbayı içte iyileş diyenim yok! Üç haftadır zona ile mücadele ediyorum daha önce bu hastalığa yakalanan blogcu arkadaşım A hesteydi-beste ile    hasta olduğu dönemlerde  konuşmuştuk hasta olduğu dönemlerde... ''Çok ağrılarım var acı çekiyorum'' demişti ve bende ona ''seni anlıyorum'' demiştim aynı acıyı yaşamadan anlayamıyormuş insan. yatağa hapseden ailevi ilişkilerden çevreden ve işten koparan bir hastalıkmış.  Son zamanlarda  istediğim bir kaç gün tatildi. Çok yorgundum yorgunluk stres sayesinde bir anlık boşluğumdan beni yakalayan bu hastalık.  Üç hafta  önce, sadece bir dakikada çıktı ve ilk olarak minnacık bir kaç sivilce gibi boynuma yerleşti sıcaktan olduğunu düşünüp ağrılara kulak asmadım.

Şşş! Kızlar bağırmaz

 Şşşş Kızlar bağırmaz  Eğer anne ve ya anne adayı  iseniz mutlaka izlemeniz gereken bir  film... Bu filmin bir karesine  instagramda  rastladığımda izlemeye karar verdim  Ramazanda  gece birde işten gelince  sahura kadar  uyumayayım diye  açtım filmi.   Film o kadar etkileyici ve sürükleyiciydi ki     film bittiğinde  sabah ezanına sadece beş dakika kalmış...  Sadece su içebildim filmin üzerine  yemek falan yiyemezdim zaten rüyamda da  Şirini gördüm  günlerce içimden çıkmadı  . Filmin beni bu kadar çok etkilemesinin sebebi ise çok gerçekçi olması  ... Oyuncular:Babak Hamidian, Merila Zare'i, Tannaz Tabatabayi  Tür:İran SinemasıYapım  Yılı:2010 Orjinal İsim:Hiss Dokhtarha Faryad Nemizanand  Puanı 8.2 Bir okuyucunun yorumu Dünya meşgaleleri yüzünden çocukları ile ilgilenmeyen ebeveynler Şehvetleri  ve sapkın düşünceleri  kendini bile düşünmeyen   caniler, masumların hayatlarını karartan sübyancılar... Dile düşmemek için şik

mutsuz bir insancık

 bazen kaçmak gerekir, kendinden , herkesten. çok bunaldım .çok yalnızım o kadar yalnızım ki  her gün pazarları dahil  16 saat çalışıp yine de çok yorgun değil. çok yalnızım. kimseye açıklayamadığım tuhaf bir yalnızlık.iki kaşımın arasında zaman geçtikçe  çıkan iz , ne kadar somurtkan biri olduğumun gayet açık kanıtlarında biri olsa gerek. ahh tabe efenim ne diyorsun be kuğu nerelerdeydin diyeceksiniz ! devrik cümlelerimi itinasız  virgülü noktası doğru yerde olmadını bildiğim  satırlarımın pek kimsenin umrunda olmadığını düşündüğümden sadece beynimde yazıyorum. mutsuz yalnız hatta halen fakirim...  hayatta en çok istediğim bir evimin olmasıydı ben biriktirdikçe ev fiyatları arttı .ben mutlu olmaya çalıştıkça sorunlar daha da arttı. bazen yaşamıma son mu versem diyorum sonra iğne batsa uf uf  diyorum canımın çok tatlı olduğunun farkına varıyorum . şey gibi bir  şry bozulsa onu tamir ederken daha da çok bozuyorum. . sonuç olarak mutsuzum .