Hastanede yatarken oda arkadaşlarım seçsem bu kadar olmaz denilecek kadar hoş insanlardı. Şükran abla, kırklı yaşlarda, iki gelin sahibi ve çok meraklı bir kadın, onu tanıdığımda şahsımın hiç meraklı olmadığını anladım. dışarıda biri hapşırsa bile hiç üşenmeden çıkıp bakan biri.
Diğeri ise Ayşe teyze, Ayşe teyze ile on gün aynı odada kaldık daha sonra onun yerine yine aynı ismi taşıyan Ayşe abla geldi .Aile gibi olduk.
Hemşire odası da yanımızda olunca bütün hastalar ,hasta yakınları ve işlemler hemen odamızın dışında olunca, odamızın kapısı hiç kapanmadı ben çareyi kendi perdemi yatağım görünmeyecek şekilde çekmekte buldum.
Birileri ameliyata girer iken yada çıkarılıp yatağına getirilirken normal seslerden daha fazla ses olduğu için dikkatimizi çekiyor.
Bir süre sonra oda arkadaşlarım meraklı olduğu için gidip ne ameliyatı olduğunu hatta aile soy ağacını bile öğrenir.
Ameliyattan çıkan bir hasta koridoru inleterek getirilip yatağına yatırıldıktan bir süre sonra.
Şükran abla ''ben gidip koridorda biraz dolaşayım'' dedi.
Tabi ben muzip bir bakış attım , iki omuzunu küçük çocuklar gibi kısarak ''yok kız hastaya bakmayacağım'' dedi
''Tamam canım ben bir şey demedim'' dedim tabi halen muzip bakışım üstümde...
Geri geldiğinde daha kapıyı kaparken Ayşe teyze'' ee öğrendin mi ?'' demeye başladı.
''Şeker hastasıymış, oğlu ve eşi başında ,bakacak kimseleri yokmuş kadının bacağını kesmişler!''
O an içim acıdı , nasıl alışacak bedeninde ki bu büyük eksikliğe.
Ertesi sabah hemşirenin ''amca o bacağı nasıl gömersin kime sordun? diye yüksek sesle konuşmasına uyandım.
İmzalar olmadan eşinin bacağını alıp, köye götürüp, gömmüş.
İzinleri daha sonra hallettiler sanırım. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ne o kadın için nede ailesi için.
Şükran ablaya bacağı kesilen ablanın hiç bir ilacını kullanmadığı , doktorun tüm ikazlarına rağmen diyet yapmadığını anlatmış eşi.
Bana biraz tuhaf geliyor, eşini hiç tanımadığı bir bayana suçlar gibi anlatıyor...
Yeme içmesine dikkat etmediği, ilaçlarını almadığı için bu kadar ağır bir bedel ödeyeceğini tahmin etmeyeceğini düşünüyorum.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak aile içinde de büyük sorunlara yol açacak . Çektiği acılar bir yana.
Zaman gelecek bu durum ona çok ağır gelecek ağlayıp şikayet edecek halinden bu defa da eşi yada aile fertleri ona ''sende ilaçlarını kullansaydın, löp löp yemeseydin zamanında diyecek''.
Aslında o sadece eşinin bacağını gömmedi!
Neleri gömdüğünü ilerideki günlerde anlayacaklar.
Sabır ve anlayış bir yerde mutlaka bitiyor.
Diğeri ise Ayşe teyze, Ayşe teyze ile on gün aynı odada kaldık daha sonra onun yerine yine aynı ismi taşıyan Ayşe abla geldi .Aile gibi olduk.
Hemşire odası da yanımızda olunca bütün hastalar ,hasta yakınları ve işlemler hemen odamızın dışında olunca, odamızın kapısı hiç kapanmadı ben çareyi kendi perdemi yatağım görünmeyecek şekilde çekmekte buldum.
Birileri ameliyata girer iken yada çıkarılıp yatağına getirilirken normal seslerden daha fazla ses olduğu için dikkatimizi çekiyor.
Bir süre sonra oda arkadaşlarım meraklı olduğu için gidip ne ameliyatı olduğunu hatta aile soy ağacını bile öğrenir.
Ameliyattan çıkan bir hasta koridoru inleterek getirilip yatağına yatırıldıktan bir süre sonra.
Şükran abla ''ben gidip koridorda biraz dolaşayım'' dedi.
Tabi ben muzip bir bakış attım , iki omuzunu küçük çocuklar gibi kısarak ''yok kız hastaya bakmayacağım'' dedi
''Tamam canım ben bir şey demedim'' dedim tabi halen muzip bakışım üstümde...
Geri geldiğinde daha kapıyı kaparken Ayşe teyze'' ee öğrendin mi ?'' demeye başladı.
''Şeker hastasıymış, oğlu ve eşi başında ,bakacak kimseleri yokmuş kadının bacağını kesmişler!''
O an içim acıdı , nasıl alışacak bedeninde ki bu büyük eksikliğe.
Ertesi sabah hemşirenin ''amca o bacağı nasıl gömersin kime sordun? diye yüksek sesle konuşmasına uyandım.
İmzalar olmadan eşinin bacağını alıp, köye götürüp, gömmüş.
İzinleri daha sonra hallettiler sanırım. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak ne o kadın için nede ailesi için.
Şükran ablaya bacağı kesilen ablanın hiç bir ilacını kullanmadığı , doktorun tüm ikazlarına rağmen diyet yapmadığını anlatmış eşi.
Bana biraz tuhaf geliyor, eşini hiç tanımadığı bir bayana suçlar gibi anlatıyor...
Yeme içmesine dikkat etmediği, ilaçlarını almadığı için bu kadar ağır bir bedel ödeyeceğini tahmin etmeyeceğini düşünüyorum.
Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak aile içinde de büyük sorunlara yol açacak . Çektiği acılar bir yana.
Zaman gelecek bu durum ona çok ağır gelecek ağlayıp şikayet edecek halinden bu defa da eşi yada aile fertleri ona ''sende ilaçlarını kullansaydın, löp löp yemeseydin zamanında diyecek''.
Aslında o sadece eşinin bacağını gömmedi!
Neleri gömdüğünü ilerideki günlerde anlayacaklar.
Sabır ve anlayış bir yerde mutlaka bitiyor.